Multilingual Turkish Dictionary

English

English
AROUSING SUSPICION : English Turkish

kuşku uyandıran, herkesin ondan şüphe etmesine neden olan

ARP : English Turkish

"Address Resolution Protocol (Adres Çözüm Protokolü)"; IP adreslerini, yerel alan ağları tarafından kullanılan eternet adreslerine çeviren protokol (Bilgisayar)

ARPA : English Turkish

"Advanced Research Projects Agency (İleri Araştırma Projeleri Ajansı)"; 1968 yılında ARPANET’i kuran ABD Savunma Bakanlığı ajansı

ARPA NET : English Turkish

ARPA net; internetten önce gelen büyük iletişim ağı, Advanced Research Projects Agency network (İleri Araştırma Projeleri Ajansı ağı)

ARPANET : English Turkish

n. 1968 yılında kurulmuş olan ve başta üniversiteler ile araştırma merkezlerini birbirine bağlayan geniş bilgisayar ağı; internetin atası (Bilgisayar)

ARPEGGIATE : English Turkish

v. arpej çalmak, arpej yazmak veya çalmak; arpej ile şarkı söylemek

ARPEGGIATION : English Turkish

n. arpej çalma eylemi, arpej yazma veya çalma eylemi

ARPEGGIO : English Turkish

n. arpej [müz.]

ARQUEBUS : English Turkish

n. eski bir tür silah

ARQUEBUSIER : English Turkish

n. arkebüz kullanıcısı, arkebüz ile donanımlı asker

ARR : English Turkish

varış, gelme eylemi, gelmek; ulaşma, gözükme, gelen

ARRACK : English Turkish

n. rakı

ARRAIGN : English Turkish

v. mahkemeye vermek, suçlamak, kusur bulmak

ARRAIGNER : English Turkish

n. itham eden, savcı, davacı (Hukuk)

ARRAIGNMENT : English Turkish

n. davanın sanığa tebliği, kabahat yükleme, suçlama

ARRANGE : English Turkish

v. düzenlemek, ayarlamak, yoluna koymak, hazırlamak, düzeltmek, halletmek; planlamak, kararlaştırmak, sıralamak, sıraya koymak, aranje etmek

ARRANGE IN A ROW : English Turkish

v. dizmek

ARRANGE ONE'S AFFAIRS : English Turkish

v. işlerini yoluna koymak

ARRANGEABLE : English Turkish

adj. düzenlenebilir

ARRANGED : English Turkish

adj. dizili, düzenlenmiş, derli toplu

ARRANGED FOR HIM TO : English Turkish

onun için düzenledi, onun için hazırlıklar yaptı

ARRANGED MARRIAGE : English Turkish

görücü usulü evlilik, evlenecek çiftin önceden var olan karşılıklı çekimine dayanarak diğerleri tarafından seçilen evlilik

ARRANGEMENT : English Turkish

n. düzenleme, ayarlama; diziliş, düzen, tertip, sıra, sıralama, hazırlık, aranjman, anlaşma, plan,

ARRANGEMENT DEED : English Turkish

alacaklılarla yapılan anlaşma, borçlu olan kişinin borçlu olduğu paranın bir kısmını alacaklı olan her kişiye geri ödeyeceğini kabul etmesi için yapılan anlaşma

ARRANGEMENT OF THE BANKS' SHARES : English Turkish

Banka Hisse Düzenlemesi; 1983 yılında borsanın çökmesinden sonra ülke ile bankalar arasında imzalanan anlaşma (İsrail Tarihi)