Multilingual Turkish Dictionary

English

English
BE IN SMB.'S ROAD : English Turkish

engel olmak, yoluna çıkmak

BE IN SOMEONE'S POCKET : English Turkish

irinin cebinde olmak, birinin avucunda olmak, birinin kontrolü altında olmak, bir kimse için çantada keklik olmak

BE IN STITCHES : English Turkish

kahkahalar atmak, gülmekten kırılmak

BE IN STRAITENED CIRCUMSTANCES : English Turkish

v. eli darda olmak

BE IN SUBJECTION TO SMB : English Turkish

v. bağımlı olmak

BE IN THE ARMY : English Turkish

v. askerde olmak, asker olmak

BE IN THE ASCENDANT : English Turkish

yıldızı parlamak, yükselmek, itibar kazanmak, hükmetmek

BE IN THE ASCENDENT : English Turkish

yıldızı parlamak, yükselmek, itibarı artmak, hükmetmek

BE IN THE BAG : English Turkish

kesin olmak, kati olmak, çantada keklik olmak

BE IN THE BLACK : English Turkish

v. alacaklı olmak, bankada parası olmak

BE IN THE CHAIR : English Turkish

aşkanlık etmek

BE IN THE DARK : English Turkish

habersiz olmak, bilgisi olmamak

BE IN THE DISMALS : English Turkish

n. bunalımda olmak, içi sıkılmak, kuruntu yapmak

BE IN THE DOCK : English Turkish

n. sanık olmak

BE IN THE DOGHOUSE : English Turkish

gözden düşmek

BE IN THE DRAW : English Turkish

erabere kalmak (Spor)

BE IN THE DRIVER'S SEAT : English Turkish

sorumlu olmak

BE IN THE DUMPS : English Turkish

n. üzgün olmak, keyifsiz olmak

BE IN THE FAMILY WAY : English Turkish

aile yolunda olmak, aile oluşturma yolunda olmak, hamile olmak, çocuklu olmak

BE IN THE FRONT : English Turkish

v. önde olmak

BE IN THE HABIT OF DOING : English Turkish

n. alışkanlığı olmak, alışkanlık edinmek, alışmak

BE IN THE INVERSE RATIO : English Turkish

v. ters orantılı olmak

BE IN THE KNOW : English Turkish

ilinçli olmak, bilincinde olmak, ne olup bittiğinin farkında olmak, neler olduğunu bilmek, bilgi sahibi olmak

BE IN THE LIMELIGHT : English Turkish

göz önünde olmak, dillerde olmak

BE IN THE MOOD TO : English Turkish

v. hazır olmak, canı istemek, havasında olmak