Multilingual Turkish Dictionary

English

English
BEAR AWAY : English Turkish

taşımak, götürmek, sallanmak (gemi)

BEAR BAITING : English Turkish

n. ayıya köpek saldırtma

BEAR CHILDREN : English Turkish

çocuğu olmak, çocuk sahibi olmak, doğurmak

BEAR COMPARISON : English Turkish

karşılaştırmaya değmek, mukayese götürmek, karşılaştırılır olmak

BEAR COMPARISON WITH : English Turkish

enzerliği olmak

BEAR COSTS : English Turkish

maliyetleri almak, masrafları üstlenmek

BEAR CUB : English Turkish

ayı yavrusu, bebek ayı, yavru ayı

BEAR DOWN : English Turkish

yenmek, kırmak (direnç)

BEAR DOWN ON : English Turkish

üstüne varmak, üstüne gelmek, yaklaşmak, ağır gelmek

BEAR FALSE WITNESS : English Turkish

yalancı şahitlik etmek, mahkemede yalan söylemek, yalan yere yemin etmek

BEAR FRUIT : English Turkish

meyve vermek

BEAR GARDEN : English Turkish

n. gürültülü yer, ayıya köpek saldırtılan gösteri yeri

BEAR GUILT : English Turkish

suçluluk hissetmek, suçluluk ve pişmanlık hissi duymak

BEAR HARD ON : English Turkish

v. ağır gelmek, yük olmak

BEAR HUG : English Turkish

kaba ve sert kucaklama, ayı gibi kucaklama

BEAR IN MIND : English Turkish

akılda tutmak, hatırda tutmak

BEAR IN UPON SMB : English Turkish

v. dank etmek, kafasına dank etmek

BEAR INTEREST : English Turkish

v. faiz getirmek

BEAR JAM : English Turkish

ayı trafiği, ayıları seyretmek için duran sürücülerden kaynaklanan trafik

BEAR LEADER : English Turkish

ayıcı, yol arkadaşı

BEAR LEFT : English Turkish

v. sola dönmek

BEAR LOVE : English Turkish

v. sevgi duymak

BEAR LOW SAIL : English Turkish

alçakgönüllü bir hayat sürmek, mütevazi bir şekilde yaşamak

BEAR MARKET : English Turkish

fiyatların düştüğü piyasa (borsa)

BEAR NO ENMITY : English Turkish

v. kin gütmemek, düşmanlık gütmemek