English
BELLIGERENT PARTIES : English Turkish
n. agresif taraflar, saldırgan taraflar, saldıran taraflar, savaşan taraflar, dövüşen taraflar, çarpışan taraflar, düşmanlar, rakipler
BELLIGERENT RIGHTS : English Turkish
n. savaş hakları
BELLIGERENTLY : English Turkish
adv. agresif bir şekilde, saldırgan bir şekilde, saldırarak, dövüşerek, kavga ederek
BELLINI : English Turkish
n. bir soyadı; Gentile Bellini (1427?-1507), Venedikli bir ressam; Giovanni Bellini (c
1516), Venedikli bir Rönesans ressamı, Titian ve Giorgione'nin hocası, "The Agony in the Garden (Bahçedeki Izdırap)" ve "Lamentation Over the Body of Christ (Mesih'in Başında Ağıt)" eserlerinin yaratıcısı; Jacopo Bellini (1400?-1470), Venedikli ressam; Vincenzo Bellini (1801?-1835), İtalyan opera bestecisi
BELLMAN : English Turkish
n. tellal
BELLONA : English Turkish
n. (Roma Mitolojisi) savaş Tanrıçası
BELLOW : English Turkish
n. bir soyadı; Saul Bellow (
2005), Kanada doğumlu Amerikalı bir yazar, 1976 yılı Nobel Edebiyat Ödülü sahibi
BELLOW : English Turkish
n. böğürme, bağırma, feryat
BELLOW : English Turkish
v. böğürmek, bağırmak, feryat etmek
BELLOWING : English Turkish
n. derin kükreme, böğürtü; çok yüksek ses; yüksek feryat
BELLOWS : English Turkish
n. körük, üfleç, akciğer
BELLS : English Turkish
n. çan sesi, çınlama
BELLS AND WHISTLES : English Turkish
nitelikler ve ayrıntılar, bir programın ileri ve abartılı özellikleri
BELLSOUTH : English Turkish
n. "BellSouth" Georgia merkezli bir Amerikan şirketi, telekomünikasyon ve kitle iletişim şirketleri barındıran bir holding şirketi
BELLUM : English Turkish
n. (Latince) savaş, savaş hali
BELLUM OMNIUM CONTRA OMNES : English Turkish
(Latince) "the war of all against all (herkesin herkese karşı savaşı)"
BELLWETHER : English Turkish
n. kösemen, çıngıraklı koç, önder, çete başı
BELLY : English Turkish
n. karın, göbek; mide, iştah; telli çalgının ön kısmı
BELLY : English Turkish
v. şişmek, şikâyet etmek, yakınmak, sızlanmak
BELLY ACHE : English Turkish
göbek ağrısı, karın ağrısı
BELLY BUTTON : English Turkish
göbek, göbek deliği
BELLY DANCE : English Turkish
göbek dansı, oryantal dans, kadınlar tarafından kalçalar sallanarak ve mide kasları sıkılaştırılarak yapılan tahrik edici Ortadoğu dansı
BELLY DANCER : English Turkish
dansöz
BELLY DANCING : English Turkish
göbek dansı, oryantal dans, kadınlar tarafından kalçalar sallanarak ve mide kasları sıkılaştırılarak yapılan tahrik edici Ortadoğu dansı
BELLY FLOP : English Turkish
adv. karın üstü dalış, gövde üstü suya iniş (uçak)
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani