Multilingual Turkish Dictionary

English

English
BESIEGED : English Turkish

adj. kuşatma altında, kuşatılmış, ablukaya alınmış

BESIEGEMENT : English Turkish

n. kuşatma, abluka, blokaj

BESIEGER : English Turkish

n. kuşatan, kuşatmaya alan, ablukaya alan, blokaj altına alan kimse

BESLAVER : English Turkish

v. göklere çıkarmak, öve öve bitirememek, yağ çekmek, yaltaklanmak

BESLOBBER : English Turkish

v. salya sümük sarılmak, salya bulaştırmak, yalakalık etmek, yağ çekmek

BESMEAR : English Turkish

v. kirletmek, pisletmek, bulaştırmak, karalamak

BESMIRCH : English Turkish

v. kirletmek, pisletmek, lekelemek; karalamak

BESMIRCH ONE'S NAME : English Turkish

v. leke sürmek

BESMIRCHED : English Turkish

adj. kirlenmiş, kirletilmiş; batırılmış, içine edilmiş, mahvedilmiş

BESMIRCHED HIS NAME : English Turkish

adını kirletti, adına leke sürdü, ününü lekeledi, namını kirletti

BESMIRCHER : English Turkish

n. kirleten kimse, lekeleyen kimse

BESMOKE : English Turkish

v. is ile kirletmek, duman ile kirletmek; islemek, dumanlamak, sert olsun diye dumana maruz bırakmak

BESOM : English Turkish

n. çalı süpürgesi

BESOR REGION : English Turkish

Besor Bölgesi, Gazze Şeridi'nin güney bölümünde bulunan bir alan

BESOT : English Turkish

v. sersemletmek, afallatmak, aptallaştırmak; içkiyle kendinden geçirmek, içkiyle mest etmek

BESOTTED : English Turkish

adj. sarhoş, sersemleşmiş (Argo); karasevdalı, abayı yakmış (Argo), aşık

BESOUGHT : English Turkish

v. "beseech (yalvarmak)", yalvarmak, yakarmak, talep etmek, istemek, rica etmek

BESPANGLE : English Turkish

v. pullamak, pullarla süslemek, süslemek, parıltılı şeylerle donatmak

BESPANGLED : English Turkish

adj. pullanmış, pullarla süslenmiş, süslenmiş, parıltılı şeylerle donatılmış

BESPATTER : English Turkish

v. çamur sıçratmak, çamurlamak, çamur atmak; iftira etmek, leke sürmek

BESPEAK : English Turkish

v. sipariş vermek, ısmarlamak; tutmak, ayırtmak; istemek, rica etmek, konuşmak, hitap etmek

BESPEAK A SEAT : English Turkish

v. yer ayırtmak

BESPEAK SMB.'S HELP : English Turkish

v. yardımını istemek

BESPECKLE : English Turkish

v. beneklemek, beneklerle işaretlemek

BESPECTACLED : English Turkish

adj. gözlüklü