Multilingual Turkish Dictionary

English

English
BESTIALIZE : English Turkish

v. (Amerikan İngilizcesi) hayvanlaştırmak, hayvana benzetmek; vahşileştirmek, canileştirmek; bir kimsenin hayvan gibi davranmasına veya yaşamasına neden olmak (bestialise olarak da yazılır)

BESTIALLY : English Turkish

adv. hayvan gibi, hayvana yakışır bir şekilde; hayvanca, hayvani bir yöntemle; vahşice, kabaca

BESTIARY : English Turkish

n. hayvan davranışlarıyla ilgili kinayeli çalışma, ortaçağda yazılan ve hayvanlara ait hikâyeler içeren kitap, hayvanlarla ilgili kitap

BESTIR : English Turkish

v. harekete geçirmek, yerinden oynatmak, coşturmak, kaldırmak; koşturtmak, aceleye getirtmek

BESTIR ONESELF : English Turkish

v. canlanmak, harekete geçmek, gayretlenmek

BESTIR YOURSELF : English Turkish

canlan, gayret et, hareketlen

BESTOW : English Turkish

v. vermek, bağışlamak, hediye etmek, yerine koymak

BESTOW HAND ON SMB : English Turkish

v. el uzatmak, yaşama döndürmek

BESTOWAL : English Turkish

n. bağış, armağan; yerine koyma

BESTOWMENT : English Turkish

n. bağış, bahşetme, verme; verme işi; bahşedilen hediye

BESTRADDLE : English Turkish

v. bacaklarını ayırarak oturmak veya ayakta durmak, ata biner gibi oturmak, bacaklarını ata biner gibi ayırmak

BESTREW : English Turkish

v. kaplamak, yayarak kaplamak, dağıtmak, saçmak

BESTREWN : English Turkish

adj. dağıtılmış, yayılmış, saçılmış

BESTRIDE : English Turkish

v. ata biner gibi oturmak, bacaklarını ayırarak binmek, üzerinden geçmek, aşmak; hükmetmek, idare etmek

BESUITED : English Turkish

adj. takım elbiseli olma, takım giyme, takım giymiş olma (erkeklerde)

BET : English Turkish

"Black Entertainment Television (Siyahî Eğlence Televizyonu)"; Afro-Amerikalıların ilgisini çeken şovlar yayınlayan Amerikan kablolu televizyon kanalı

BET : English Turkish

n. bahis, iddia, bahis parası

BET : English Turkish

v. bahis yapmak, bahse girmek, iddiaya girmek, para sürmek

BET ON : English Turkish

ahse girme, bahis oynamak, para sürmek, para koymak; bel bağlamak, güvenmek, inanmak

BET ON THE WRONG HORSE : English Turkish

yanlış ata bahis oynamak, yanlış tercih yapmak, yanlış seçim yapmak

BET ONE'S BOOTS : English Turkish

irine güvenmek; emin olmak, kati surette emin olmak

BET. : English Turkish

"between (arasında)", arasında, ortasında; ara yer veya fasıla

BETA : English Turkish

n. beta, ikinci sırada olan şey

BETA CAROTENE : English Turkish

n. beta karoten, koyu yeşil ve koyu sarı sebze ve meyvelerde bulunan antioksidan karoten biçimi

BETA GAMMA SIGMA : English Turkish

n. Wisconsin Üniversitesi tarafından 1913 yılında işletme öğrencileri ve alimleri onuruna kurulan bir onur topluluğu