English
BEST OF : English Turkish
-nın en iyisi,
nın en kalitelisi,
nın en çok isteneni
BEST OF BREED : English Turkish
türünün en iyisi, seçme; en çok tavsiye edilen seçenekler; seçilenlerin en kalitelisi
BEST OF JUDGEMENT : English Turkish
en iyi muhakeme, en iyi değerlendirme, vergi yükümlülüğü konusunda mümkün olan en doğru ve en kesin veri tahmini
BEST OF LUCK! : English Turkish
İyi şanslar! iyi şanslar dilerim, bol şans, başarılar dilerim
BEST OF THE BUNCH : English Turkish
en iyisi, bütün grubun en iyisi, en tepedeki kaymak, kaymak tabaka, kaymağın kaymağı
BEST PART : English Turkish
en iyi bölüm, en iyi parça, en zevkli ve eğlenceli kısım, en ilginç kısım
BEST POSSIBLE MANNER : English Turkish
en iyi yol, en iyi tavır, en uygun yol, en etkili ve arzu edilen yol
BEST REGARDS : English Turkish
en iyi dilekler, en iyi dileklerimle, en samimi dilekler, en samimi dileklerimle, saygılarımla
BEST SELLER : English Turkish
en çok satan kitap, liste başı kitap
BEST SELLING : English Turkish
adj. en çok satan, satış rekorları kıran
BEST SOLUTION : English Turkish
en iyi çözüm, en uygun çözüm, bir şeyi çözmenin en iyi yolu
BEST THING SINCE SLICED BREAD : English Turkish
tüm zamanların en iyisi, (Argo) kesinlikle şimdiye kadar görülenler arasında en iyisi
BEST WAY POSSIBLE : English Turkish
mümkün olan en iyi yol, mümkün olan en uygun metot, daha başarılı yöntem
BEST WESTERN : English Turkish
dünya çapında bir oteller zinciri
BEST WISHES : English Turkish
en içten dileklerimle
BEST WISHES FOR A HAPPY NEW YEAR : English Turkish
interj. yeni yılınız kutlu olsun
BEST WISHES FOR YOUR BIRTHDAY : English Turkish
interj. doğum gününüz kutlu olsun
BEST-KEPT SECRET : English Turkish
çok az bilinen ancak mükemmel olan (bir restoran vs gibi)
BESTEAD : English Turkish
v. yardım etmek, destek sağlamak
BESTEAD : English Turkish
adj. tehlikede, sorun yaşayan, problem içinde olan (Eski Kullanım)
BESTED : English Turkish
adj. yenilmiş, yenilgiye uğramış, yenilgiye uğratılmış, hezimete uğramış; üstün gelinmiş, mağlup edilmiş (bir yarışmada)
BESTFOODS : English Turkish
n. New Jersey merkezli bir Amerikan ortaklığı, dünya çapında bir gıda ve bakkaliye ürünleri imalatçısı ve dağıtımcısı
BESTIAL : English Turkish
adj. hayvan gibi, hayvani, hayvanca, yabani, barbar
BESTIALISE : English Turkish
v. (Britanya İngilizcesi) hayvanlaştırmak, hayvana benzetmek; vahşileştirmek, canileştirmek; bir kimsenin hayvan gibi davranmasına veya yaşamasına neden olmak (bestialize olarak da yazılır)
BESTIALITY : English Turkish
n. canavarlık, vahşilik; hayvanlarla cinsel ilişkiye girme
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani