English
BETA PARTICLE : English Turkish
eta partikülü, beta parçacığı, radyoaktif çözülme sırasında bir atom çekirdeğinden çıkarılan elektron veya pozitron
BETA PARTICLES : English Turkish
eta partikülleri, beta parçacıkları, radyoaktif çözülme sırasında bir atom çekirdeğinden çıkarılan elektronlar veya pozitronlar
BETA RAY : English Turkish
eta ışını, beta huzmesi, beta partikülleri (radyoaktif çözülme sırasında bir atom çekirdeğinden çıkarılan elektronlar veya pozitronlar) akımı
BETA RAYS : English Turkish
eta ışınları
BETA RELEASE : English Turkish
ir programı piyasaya sürmeden önce programı test etmek için kullanılan ilk versiyon
BETA SITE : English Turkish
eta bölgesi, beta alanı, bir programın beta versiyonunun test edildiği alan
BETA SOFTWARE : English Turkish
eta yazılım, beta versiyon, bir programı piyasaya sürmeden önce programı test etmek için kullanılan ilk versiyon
BETA TEST : English Turkish
eta testi, bir programın piyasaya sürülmeden önce incelemeden geçtiği test
BETA VERSION : English Turkish
eta versiyonu, beta biçimi, beta testinde kullanılan yazılım ürünü versiyonu
BETA-BLOCKER : English Turkish
eta blokör, beta bloklayıcı, (Tıp) vücuttaki beta reseptörlerinin faaliyetini durdurarak stres hormonlarını engelleyen ilaç (hipertansiyon, anjin ve diğer kalp rahatsızlıklarını iyileştirmede kullanılır)
BETA-LIPOPROTEIN : English Turkish
n. beta lipoprotein, düşük yoğunluklu lipoprotein, LDL, kanda kolesterol taşıyan lipoprotein
BETAINE : English Turkish
n. betain, şeker pancarından elde edilen ve tıpta kullanılan bir alkaloid türü
BETAKE : English Turkish
v. götürmek; götürülmek
BETAKE ONESELF : English Turkish
v. kendini götürmek, kendi yerini değiştirmek; bir yerden başka bir yere gitmek
BETAKE ONESELF TO : English Turkish
v. gitmek, yolunu tutmak
BETAR 'ILLIT : English Turkish
Kudüs'ün (İsrail) hemen dışında bulunan Musevi tepelerinde bir Haredi yerleşim yeri
BETATRON : English Turkish
n. betatron, elektronların hızını arttıran alet
BETCHA : English Turkish
"bet you (seninle bahse girerim)", seninle bahse girerim, iddiaya girerim ki
BETEL : English Turkish
n. betel (ağaç), tembul (ağaç)
BETELGEUSE : English Turkish
n. İkizlerevi, (Astronomi) Betelgeux, Alpha Orionis, Orion'un yanında bulunan birinci derecede parlak kırmızı yıldız
BETELGEUX : English Turkish
n. İkizlerevi, (Astronomi) Betelgeux, Alpha Orionis, Orion'un yanında bulunan birinci derecede parlak kırmızı yıldız
BETH : English Turkish
n. bir kadın adı (Elizabeth'in bir biçimi)
BETH : English Turkish
n. İbranice alfabenin ikinci harfi
BETHEL : English Turkish
n. Kudüs'ün kuzeyinde bulunan bir antik Filistin ve arkeoloji sahası; bir kadın adı; New York eyaletinde (ABD) 1969 yılında ünlü Woodstock rock and roll festivalinin yapıldığı kasaba; Birleşik Devletler'de birçok şehir ve kasabanın adı
BETHEL : English Turkish
n. gemici kilisesi [amer.], kutsal yer [brit.]
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani