English
BOAT-ROCKING RIPPLE : English Turkish
kayık sallayan dalgalar, bir kayığı geri ve ileri hareket ettiren küçük dalgalar
BOATABLE : English Turkish
adj. kayık için uygun, kayıkla gezmek için uygun, botla dolaşmak için uygun
BOATAGE : English Turkish
n. kayıkla taşıma, botla taşıma; kayıkla çekme işi, botla çekme işi; kayıkla taşıma ücreti, botla taşıma ücreti
BOATBILL : English Turkish
n. ters çevrilmiş kayığa benzeyen uzun ve ağır gagalı tropikal bir Amerikan balıkçıl; Hindistan'a özgü bir tüneyici kuş
BOATBILLED HERON : English Turkish
n. ters çevrilmiş kayığa benzeyen uzun ve ağır gagalı tropikal bir Amerikan balıkçıl
BOATBUILDER : English Turkish
n. kayık imalatçısı, kayık yapan, bot yapan
BOATER : English Turkish
n. hasır şapka, kanotiye
BOATFUL : English Turkish
n. kayık dolusu, bot dolusu, bir kayığın dolusu kadar; yüklü gemi (kargo yolcu ve çalışanlarla)
BOATHOOK : English Turkish
n. kayık kancası, filika kancası, bir direğin ucuna takılan kanca (özellikle kütük sal ve kayıkları yönlendirmek için kullanılır)
BOATHOUSE : English Turkish
n. kayıkhane, kayık evi, kayıkları korumak için su üstüne yapılan baraka
BOATIE : English Turkish
n. (Argo) küçük kayığı olan kimse
BOATING : English Turkish
n. kayıkla gezme, kürek çekme
BOATLOAD : English Turkish
n. kayık dolusu, bot dolusu, bir gemiyle taşınan yük; bir geminin taşıyabileceği yük miktarı
BOATMAN : English Turkish
n. kayıkçı, sandalcı
BOATMANSHIP : English Turkish
n. kayık kullanma sanatı veya becerisi
BOATSWAIN : English Turkish
n. lostromo, marinel başı
BOATWOMAN : English Turkish
n. kayıkçı kadın, kayıklarla uğraşan veya kayık kullanan kadın
BOATYARD : English Turkish
n. kayıklık, çekek, kayık iskelesi, kayıkların yapıldığı ve tutulduğu yer
BOAZ : English Turkish
n. bir erkek adı; (İncil) Eski Ahit'te Ruth'un kocası; Alabama'da (ABD) bir şehir; Birleşik Devletler'de birçok köy ve kasabanın adı
BOB : English Turkish
n. yarış kızağı, kısa saç modeli, saç lülesi, kesik kuyruk (at), şilin, çekül
BOB : English Turkish
v. sallamak (kafa), aşağı yukarı sallanmak; kısa kesmek; ağzıyla yakalamaya çalışmak; reverans yapmak; yarış kızağı kullanmak
BOB DENVER : English Turkish
n. (
2005) Amerikalı televizyon aktörü ("Gilligan's Island {Gilligan'ın Adası}" adlı televizyon programında rol almıştır)
BOB DYLAN : English Turkish
(1941 yılında Robert Zimmerman olarak doğdu) Amerikalı şarkı yazarı ve folk şarkıcısı
BOB MARLEY : English Turkish
Robert "Bob" Marley (
1981), Jamaika doğumlu Reggae müziği şarkı yazarı ve şarkıcı
BOB SKATE : English Turkish
n. iki paralel bıçağı olan buz pateni
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani