English
BOS'N : English Turkish
n. lostromo, güverte lostromosu, porsun, pek çok çeşitli küçük görevden sorumlu gemi görevlisi (örneğin; çapaları halatları vs kontrol eder)
BOSCAGE : English Turkish
n. ağaçlık, çalılık, koru
BOSCH : English Turkish
n. bir soyadı; Hieronymous Bosch (
1516), Flemenk ressam, "Garden of Earthly Delights (Dünyevi Zevkler Bahçesi)" eserinin yaratıcısı
BOSH : English Turkish
n. saçmalık, zırva, boş lâf
BOSHES : English Turkish
n. bir maden eritme ocağının alçak bölümü; araç ve külçelerin soğutulduğu yer
BOSK : English Turkish
n. küçük ağaç ayaklığı (Eski Kullanım)
BOSKAGE : English Turkish
n. ağaçlık, çalılık, koru
BOSKET : English Turkish
n. küçük ağaçlık, küçük çalılık, küçük koru (bosquet olarak da yazılır)
BOSKY : English Turkish
adj. ağaçlı, ağaçlarla kaplı, ormanlık; çalılık dolu, çalılıklarla dolu
BOSNIA : English Turkish
n. Bosna, günümüzde Bosna Hersek olan güneydoğu Avrupa bölgesi
BOSNIA AND HERZEGOVINA : English Turkish
n. Bosna Hersek, Balkan Yarımadası'nda bağımsız bir cumhuriyet (eski Yugoslavya'nın bir parçası)
BOSNIA HERZEGOVINA : English Turkish
n. Bosna Hersek, Balkan Yarımadası'nda bağımsız bir cumhuriyet (eski Yugoslavya'nın bir parçası)
BOSNIAN : English Turkish
adj. Bosna'nın veya Bosna ile ilgili, Bosna'ya özgü
BOSNIAN : English Turkish
n. Bosnalı, Boşnak, Bosna Hersek vatandaşı
BOSNIAN : English Turkish
n. Boşnakça, Bosna dili, Bosna Hersek2te konuşulan dil
BOSNIAN LANGUAGE : English Turkish
n. Bosna dili, Boşnakça, Bosna Hersek'te konuşulan dil
BOSOM : English Turkish
n. göğüs, elbisenin göğüs kısmı, balkon, bağır, kucak, koyun merkez, orta,
BOSOM FRIEND : English Turkish
canciğer dost, can yoldaşı
BOSOM OF ONE'S FAMILY : English Turkish
ailenin içinde, yakın aile üyelerinden biri, aile bireylerinden
BOSOMED : English Turkish
adj. göğüslü
BOSOMY : English Turkish
adj. büyük göğüslü
BOSON : English Turkish
n. bozon, fizikte Bose-Einstein istatistiklerine uyan partikül, çok büyük miktarda olan çekirdekler
BOSPHORUS : English Turkish
n. İstanbul boğazı, boğaziçi, boğaz
BOSPORUS : English Turkish
n. Boğaziçi, Türkiye'nin Avrupa ve Asya bölümlerini ayıran boğaz, Karadeniz'i Marmara Denizi'ne bağlayan boğaz; boğaz, İstanbul Boğazı
BOSQUET : English Turkish
n. küçük ağaçlık, küçük çalılık, küçük koru (bosket olarak da yazılır)
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani