Multilingual Turkish Dictionary

English

English
BRIDGED THE GAPS : English Turkish

oşlukları doldurma, farklılıkları aşma, köprü kurma

BRIDGEHEAD : English Turkish

n. köprübaşı

BRIDGEPORT : English Turkish

n. Birleşik Devletler'in çeşitli eyaletlerinde birçok şehrin adı

BRIDGESTONE : English Turkish

n. Bridgestone Ortaklığı, 1931 yılında kurulmuş olan Tokyo merkezli Japon bir şirket, tekerlek ve diğer lastik ürünlerinin dünya çapındaki en büyük imalatçısıdır

BRIDGESTONE CORPORATION : English Turkish

n. Bridgestone Ortaklığı, merkezi Tokyo'da bulunan dünyanın en büyük tekerlek ve diğer lastik ürünler üreticisi Japon bir şirket

BRIDGET : English Turkish

n. bir kadın adı

BRIDGETOWN : English Turkish

n. Barbados'un başkenti

BRIDGEWORK : English Turkish

n. köprü (dişçilik)

BRIDGING : English Turkish

n. iki şey arasında uzanan

BRIDGING GAPS : English Turkish

oşlukları doldurma, farklılıkları aşma, köprü kurma

BRIDGING LOAN : English Turkish

köprü kredi, uzun vadeli kredi sağlanana kadar verilen kısa vadeli kredi

BRIDIE : English Turkish

n. İskoç etli böreği

BRIDLE : English Turkish

n. dizgin, yular, gem

BRIDLE : English Turkish

v. gem vurmak; dizginlemek, frenlemek, zaptetmek, karşı gelmek, başkaldırmak

BRIDLE UP : English Turkish

sinirlenmek, içerlemek

BRIDLEPATH : English Turkish

n. at binmek veya atları sürmek için uygun yol/iz

BRIDLER : English Turkish

n. atı dizginleyen kimse, ata dizgin takan kimse

BRIDLEWAY : English Turkish

n. at binmek veya atları sürmek için uygun yol/iz

BRIE : English Turkish

n. brie peyniri

BRIEF : English Turkish

n. özet; dava özeti, evrak, belge, avukat tutma

BRIEF : English Turkish

v. özetlemek; talimat veya bilgi vermek, avukat tutmak

BRIEF : English Turkish

adj. kısa, kısa ve öz, özlü, özet

BRIEF BUT TO THE POINT : English Turkish

adj. kısa ve özlü

BRIEF KADDISH : English Turkish

Kaddish'in (geleneksel Yahudi duası) kısaltılmış versiyonu

BRIEF MOMENT : English Turkish

kısa bir an, lahza, bir an, kısa süre