English
BSE : English Turkish
"breast self-examination (meme self kontrol )", herhangi bir kütle ya da şişme olup olmadığını tespit etmek üzere kadının kendi göğüslerini elle yoklama metodu (muhtemel meme kanserinin tespiti için)
BSE-AFFECTED CATTLE : English Turkish
n. BSE'li büyükbaş, Bovine Spongiform Eencephalopathy (Deli Dana Hastalığı) bulaşmış büyükbaş
BSI : English Turkish
İngiliz Standartları Enstitüsü, İngiliz standart şartnamelerini hazırlayan ve yayımlayan kuruluş
BT : English Turkish
"British Telecom (İngiliz Telekom)", İngiliz iletişim şirketi
BT : English Turkish
"bachelor of theology (teoloji diploması)", teoloji (din bilimi) diploması; teoloji diploması sahibi kimse, teoloji mezunu, din bilimleri mezunu
BT. : English Turkish
n. "baronet (baronet)", şövalyenin üzerinde ve baronun altında yer alan soyluluk unvanı; baronetlik titrini taşıyan kişi (Büyük Britanya'da)
BT/FWD : English Turkish
ir sayfadan diğerine transfer etmek, bir sayfadan diğerine aktarmak (Muhasebe)
BTA : English Turkish
"but then again (bununla birlikte)", öte yandan, diğer taraftan, başka bir bakış açısıyla (İnternet Argosu)
BTDTGTTS : English Turkish
"been there, done that, got the T-shirt! (orada bulundum, şunu yaptım, T-şirt'ü aldım!)", (Kanada & ABD) onu tecrübe ettim, bunu yaşadım (internette kullanılan baş harfleri)
BTH : English Turkish
"bachelor of theology (teoloji diploması)", teoloji diploması; teoloji alanında diploma sahibi kimse, teoloji mezunu, din bilimleri mezunu
BTHU : English Turkish
standart İngiliz sıcaklık/ısı birimi
BTRY : English Turkish
pil, akü, batarya
BTTO : English Turkish
ürüt ağırlık
BTU : English Turkish
"British thermal units (İngiliz ısı birimi)", İngiliz standart ısı birimi
BTVS : English Turkish
"Buffy The Vampire Slayer (Vampir Katili Buffy)", bir Amerikan televizyon dizisinin adı
BTW : English Turkish
n. "by the way (bu arada)", bu arada, ayrıca, aynı zamanda (İnternet Argosu)
BU : English Turkish
"Boston University (Boston Üniversitesi)", Boston'da (Massachusetts, ABD) bulunan büyük bir özel üniversite
BUB : English Turkish
n. (Argo) ahbap, arkadaş, kardeş, eş; küçük bir erkek çocuğa gayrıresmi hitap
BUBAL : English Turkish
n. inek antilobu, iri Afrika antilop türü
BUBBA : English Turkish
n. (Argo) kardeş; kardeş kadar yakın olarak değerlendirilen arkadaş (ABD'nin güneyinde kullanılan terim); ABD'nin güneyinde beyaz işçi sınıfı erkek; eğitimsiz kırsal bölge çalışanı
BUBBLE : English Turkish
n. kabarcık, hava kabarcığı, baloncuk; hayal, hayali şey, boş iş, göz boyayıcı ve değersiz şey,
BUBBLE : English Turkish
v. kabarcıklar yapmak, köpürmek, fokurdamak
BUBBLE BATH : English Turkish
köpüren sabun
BUBBLE BLOWER : English Turkish
n. baloncuk makinesi
BUBBLE COMPANY : English Turkish
dolandırıcı şirket
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani