English
BUCCANEER : English Turkish
v. korsanlık yapmak
BUCCANEER : English Turkish
n. korsan
BUCCANEERING : English Turkish
adj. cesaret ve inisiyatif gösterisi (örneğin bir işte/firmada)
BUCCANEERING : English Turkish
n. korsanlık, denizde hırsızlık
BUCCINATOR : English Turkish
n. yüz/yanak kası
BUCCOPHARYNGEAL : English Turkish
adj. ağız veya yutağa ait, ağız veya yutakla alakalı (Diş hekimliği, Anatomi)
BUCCULA : English Turkish
n. çift çene
BUCEPHALUS : English Turkish
n. Büyük İskender'in ünlü favori savaş atı; herhangi bir binek atı
BUCHANAN : English Turkish
n. bir soyadı; bir erkek adı; Pat Buchanan (1938 doğumlu), Amerikalı muhafazakâr bir gazeteci ve televizyon muhabiri, Reform Partisi'nin bir üyesi, 1992 ve 1996 ile 2000 yıllarında ABD Başkanlık adayı
BUCHAREST : English Turkish
n. Bükreş, Romanya'nın başkenti
BUCHENWALD : English Turkish
n. orta Almanya'da Weimar yakınlarında Buchenwald toplama kampı alanı olarak kullanılmış olan köy
BUCHENWALD CONCENTRATION CAMP : English Turkish
n. Buchenwald toplama kampı, Buchenwald ormanında 1937 yılında kurumuş olan çok büyük bir Nazi toplama kampı
BUCK : English Turkish
n. bir soyadı; Pearl Buck (
1973), bir misyoner olan ve Çin'de yaşamış ABD'li bir yazar, "The Good Earth (Güzel Dünya)" adlı eserin yazarı
BUCK : English Turkish
n. sorumluluk; antilop; dolar, papel; sıçrayan hayvan, erkek geyik; züppe; erkek kızılderili; zenci; pokerde kâğıt dağıtma sırası
BUCK : English Turkish
v. sıçramak, sıçrayıp binicisini düşürmek; karşı gelmek, itaatsizlik etmek, itiraz etmek
BUCK : English Turkish
adj. erkeklerle ilgili, erkeklere özel
BUCK BOARD : English Turkish
n. iki kişilik esnek ve uzun araba
BUCK FEVER : English Turkish
n. tecrübesiz avcının heyecanı
BUCK PASSER : English Turkish
n. kaytarıcı, birilerinin üzerine yıkarak sorumluluktan kaçınan kimse, devamlı olarak sorumluluğu başkaları üzerinde bırakan kimse
BUCK PRIVATE : English Turkish
n. er
BUCK SMB. UP : English Turkish
v. cesaret vermek
BUCK UP : English Turkish
v. acele etmek, çabuk olmak, canlanmak, neşelenmek, neşelendirmek
BUCK-NAKED : English Turkish
adj. anadan üryan, tamamen çıplak
BUCKAROO : English Turkish
n. kovboy; yoldaş, adam, herif (Argo); papel, dolar (Argo)
BUCKBEAN : English Turkish
n. çok acı üç parçalı yaprakları ve beyaz veya mor çiçek demetleri olan uzun ömürlü bataklık bitkisi (Avrupa ve Amerika'ya özgü), (ayrıca bogbean)
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani