Multilingual Turkish Dictionary

English

English
BULGY : English Turkish

adj. şişmiş, şiş, pörtlek

BULIMAREXIA : English Turkish

n. bulimareksiya, bulumik ve anoreksik davranışların birbirini takip ettiği yeme bozukluğu

BULIMIA : English Turkish

n. aşırı iştahsızlık, anormal iştah; çoğunlukla kadınları etkileyen yeme bozukluğu (zorlayarak aşırı yemeyi takibeden otomatik olarak kusma ile karakterize)

BULIMIA NERVOSA : English Turkish

irisinin zorlayarak aşırı yemek yemesi şeklindeki yeme bozukluğu türü (genç kızlar arasında çok yaygın)

BULIMIC : English Turkish

adj. bulimik, bulimiadan muzdarip, bulimia (yeme bozukluğu türü) yüzünden acı çeken

BULK : English Turkish

n. boy, cüsse, hacim, yığın, çoğunluk, ekseriyet, yük, eşya, kütle

BULK : English Turkish

v. şişmek, büyümek, önemli olmak, şişirmek

BULK : English Turkish

adj. toptan

BULK BUYING : English Turkish

toptan alışveriş, bir seferde çok fazla miktarda satın alma faaliyeti

BULK CARRIER : English Turkish

n. kuru yük gemisi, mavna, çok miktarda kuru yük (tahıl, şeker, kömür vb. gibi) taşıyan tek güverteli gemi

BULK EMAIL : English Turkish

n. birçok e-posta adresine gönderilen bir sürü benzer konu içerikli istenmeyen e-posta

BULK MAIL : English Turkish

ir sürü adrese ilan/reklam malzemeleri gönderme, toplu posta

BULK MORTGAGE : English Turkish

n. taşınır mal ipoteği

BULK OF : English Turkish

çoğu, esas kısmı, aslan payı

BULK SALE : English Turkish

toptan şatış, tek bir alıcıya çok miktarda malzeme satışı; bir firma tarafından sahip olunan tüm malların satışı

BULK SUPPLY : English Turkish

toptan tedarik, toplu alım, büyük miktarlarda tedarik

BULKER : English Turkish

n. onlara ödenecek navlun veya harç miktarını belirlemek için eşyaların ebatını veya yükleri kontrol edip onaylamak için görevlendirilen kimse (Nakliyecilikte)

BULKHEAD : English Turkish

n. gemi bölmesi

BULKILY : English Turkish

adv. hantal bir şekilde, ağır kanlı bir şekilde, beceriksiz bir şekilde

BULKINESS : English Turkish

n. beceriksizlik, ağırlık, hantallık

BULKING : English Turkish

n. ıslandığında veya nemlendiğinde kum beton veya diğer inşaat malzemelerinin kabarıp şişmesi

BULKY : English Turkish

adj. iri, kocaman, büyük, hantal

BULKY WASTE : English Turkish

üyük miktar ve hacimde atık

BULL : English Turkish

n. boğa, kocaman erkek hayvan; spekülatör; aynasız; polis; gaf; aptalca hata; zırva; papanın yazdığı resmi mektup

BULL : English Turkish

v. hisselerin değerini yükseltmek, piyasayı yükseltmek (borsa), spekülasyon yapmak