Multilingual Turkish Dictionary

English

English
BUMMED : English Turkish

adj. cesareti kırılmış, hayal kırıklığına uğramış; karamsar, morali bozuk

BUMMED OUT : English Turkish

adj. cesareti kırılmış, yılmış, hayal kırıklığına uğramış; karamsar, morali bozuk

BUMMER : English Turkish

n. aylak, serseri, otlakçı

BUMP : English Turkish

n. çarpışma, çarpma, darbe, yumru, tümsek, sarsıntı, uçağın düzensiz devinimi

BUMP : English Turkish

v. çarpmak, bindirmek, toslamak, çarpışmak

BUMP : English Turkish

adv. küt

BUMP : English Turkish

interj. küt

BUMP AGAINST : English Turkish

v.
'e karşı çarpışmak,
'e karşı kuvvetli bir şekilde karşı çıkmak

BUMP FUNCTION : English Turkish

(Matematik) bir tabloya bir kelime [x1, x2,
..] giren fonksiyon

BUMP INTO : English Turkish

çarpmak, toslamak

BUMP OF LOCALITY : English Turkish

yön duygusu

BUMP OFF : English Turkish

v. öldürmek, temizlemek

BUMP START : English Turkish

v. iterek çalıştırmak, vurdurmak

BUMP UP : English Turkish

artırmak, yükseltmek

BUMP UP AGAINST : English Turkish

v.
'e karşı çarpışmak,
'e karşı kuvvetli bir şekilde karşı çıkmak

BUMPED AGAINST HIM : English Turkish

onunla çarpışma, ona çarpma, ona vurma

BUMPER : English Turkish

n. bereketli şey; ağzına kadar dolu kadeh; tampon; mahmuz

BUMPER CROP : English Turkish

n. büyük miktarda mahsul, büyük hasat; bir şeylerin fazlalığı/aşırılığı

BUMPER HARVEST : English Turkish

n. büyük ve bereketli hasat

BUMPER HOUSE : English Turkish

n. kapalı gişe oyun, seyirciyle dolu tiyatro

BUMPER STICKER : English Turkish

tampon çıkartması, aracın arka tamponu için üretilen çıkartma (genellikle politik bir slogan, reklam, şaka, vb. taşıyan)

BUMPER-TO-BUMPER : English Turkish

tampon tampona, birbirine çok yakın yolculuk etme, tamponları neredeyse birbirine değecek gibi yavaş yavaş hareket etme (araçların); çok yavaş bir süratte gitmek

BUMPH : English Turkish

n. yazılı kağıt, işlem görmüş kağıt; tuvalet kağıdı (Argo)

BUMPINESS : English Turkish

n. eşitsizlik, eğrilik

BUMPKIN : English Turkish

n. dangalak, ahmak, hödük