Multilingual Turkish Dictionary

English

English
BUNSEN BURNER : English Turkish

n. Bunsen yakmacı, laboratuar deneylerinde kullanılan küçük bir gaz yakmacı

BUNSEN LAMP : English Turkish

Bunsen lambası, laboratuar deneylerinde kullanılan küçük bir gaz yakmacı

BUNT : English Turkish

n. tos vurma (keçi), topa hafif vurma [beysb.]

BUNT AND RUN : English Turkish

v

BUNTAL : English Turkish

n. bir Filipin palmiye ağacından yapılan hasır işi

BUNTER : English Turkish

n. yavaşça bir topa vuran oyuncu, topa hafifçe vuran kimse; görgüsüz/tuhaf kadın (esasen sokaktaki eski püsküleri toplayan bir kadın)

BUNTING : English Turkish

n. kiraz kuşu, bayramlarda asılan flâma, bebek tulumu

BUNYA : English Turkish

n. Avustralyaya ait iğne yapraklı ağaç; kavrulmuş kestane tadında kabuklu yemiş

BUNYAN : English Turkish

n. bir soyadı; Paul Bunyan (Amerikan folklorunda bir dev ormancı)

BUNYIP : English Turkish

n. (Avustralya'ya ait) ülkenin iç kesimlerindeki su yollarında ve bataklıklarda yaşayan efsanevi yerel canavar; dolandırıcı, tahtta hak iddaa eden sahtekar

BUONARROTI : English Turkish

n. Michelangelo Buonarroti (
1564), İtalyan sanatçı ve mimar, "the Sistine Chapel (Sistine Şapeli)" eserinin ressamı, "David" mermer heykelinin heykeltıraşı; bir soyadı

BUOY : English Turkish

n. şamandıra

BUOY : English Turkish

v. şamandıra ile işaret koymak, su üzerinde tutmak, yüzdürmek, desteklemek

BUOY OUT : English Turkish

v. şamandıra ile işaret koymak

BUOY UP : English Turkish

v. desteklik etmek, yüksek tutmak

BUOYAGE : English Turkish

n. şamandıra dizisi; şamandıra önlemi

BUOYANCE : English Turkish

n. suya batmama, yüzme kabiliyeti; hafiflik; üzüntüden veya depresyondan çabucaktoparlanabilme vasfı

BUOYANCY : English Turkish

n. suya batmama, canlılık, neşe

BUOYANT : English Turkish

adj. yüzen, batmaz, kaygısız, neşeli, yüksek (piyasa)

BUOYANTLY : English Turkish

adv. neşeli bir halde, canlı bir şekilde; şen şakrak, keyifli; yüzerken, dalgalanırken

BUOYED UP : English Turkish

neşeli, umutlu

BUP : English Turkish

"British United Press (İngiliz Birleşik Basın)", İngiliz bir bilgi ajansı

BUPHTHALMIA : English Turkish

n. gözün anormal büyümesi (Oftalmoloji)

BUPKIS : English Turkish

n. kesinlikle hiçbirşey, mutlak hiç

BUPPIE : English Turkish

n. (Argo) siyahi genç profesyonel, yüksek maaşlı bir işi olan ve büyük bir şehirde veya büyük bir şehrin yakınında yaşayan veya çalışan ünversite mezunu siyahi kimse