English
CAIAPHAS : English Turkish
n. (Yeni Ahit) Musevi baş papazı; saddusi
CAICOS : English Turkish
n. güneydoğu Bahamalar'da yer alan bir adalar grubu (Britanya sömürgesi Turks ve Caicos Adaları'nın bir parçası)
CAIMAN : English Turkish
n. tropikal Amerikan timsahı (ayrıca cayman)
CAIN : English Turkish
n. Kabil, Adem ve Havva'nın, kardeşi Habil'i öldürmüş olan oğlu (İncil)
CAINOPHOBIA : English Turkish
n. yenilik korkusu, yenilikten normal olmayan bir tarzda korkma, yeni olan herşeye karşı duyulan korku
CAINOZOIC : English Turkish
n. Senozoyik, en yeni jeolojik dönem
CAINOZOIC : English Turkish
adj. Senozoyik dönem (en yeni jeolojik dönem, dördüncü zaman) ile ilgili olan, Senozoyik döneme özgü
CAINOZOIC ERA : English Turkish
n. Senozoyik dönem, en yeni jeolojik dönem
CAIPIRINHA : English Turkish
n. geleneksel Brezilya kokteyli (Brezilya romu, limon veya limon suyu, şeker ve ezilmiş buz içeren)
CAIQUE : English Turkish
n. kayık
CAIRD : English Turkish
n. seyyar tamirci; avare serseri
CAIRENE : English Turkish
n. Kahireli, Kahire (Mısır) yerlisi veya burada yaşayan
CAIRENE : English Turkish
adj. Kahire'nin (Mısır) veya Kahire ile ilgili, Kahire'ye özgü
CAIRN : English Turkish
n. tepe biçiminde mezar, höyük, dağ tepesine yığılan taş
CAIRN TERRIER : English Turkish
n. küçük, kisa bacakli bir teriye türü
CAIRNGORM : English Turkish
n. mücevherat yapımında kullanılan ve bulunduğu İskoçya dağından adını alan kuvars türü (genellikle puslu sarı, gri veya kahverengi renkte)
CAIRO : English Turkish
n. Kahire
CAISSON : English Turkish
n. sualtında temel atma sandığı, duba, cephane sandığı, cephane arabası
CAISSON DISEASE : English Turkish
n. vurgun
CAITIFF : English Turkish
n. alçak kimse, aşağılık kimse, korkak
CAIXA : English Turkish
n. Brezilya tuzak/kapan davulu
CAJAPUT : English Turkish
n. hoş kokulu bir yağ üreten ve parfüm ve ilaç sanayiinde kullanılan küçük Avustralya ağacı veya çalısı (ayrıca cajeput)
CAJEPUT : English Turkish
n. küçük Avustralya ağacı veya çalısı
CAJEPUTOL : English Turkish
n. (Kimya) sinol (belirli yağlarda bulunan madde)
CAJOLE : English Turkish
v. tatlı sözle kandırmak, ikna etmek, razı etmek
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani