Multilingual Turkish Dictionary

English

English
CALABAZA : English Turkish

n. sukabağı ağacı; su kabağı, su kabağı testisi

CALABOOSE : English Turkish

n. küçük hapishane, cezaevi

CALABRESE : English Turkish

n. parlak yeşil demetli brokoli çeşidi

CALABRIA : English Turkish

n. Kalabriya, İtalya'nın güneyinde yer alan ve Çizme'nin ucunu oluşturan bölge; bir soyadı

CALABRIAN : English Turkish

n. Kalabriyalı, Kalabriya (İtalya) yerlisi veya burada yaşayan

CALABRIAN : English Turkish

adj. Kalabriya'nın (İtalya) veya Kalabriya ile ilgili, Kalabriya'ya özgü; Kalabriya halkının veya kültürünün, Kalabriya halkı veya kültürüyle ilgili, Kalabriya halkı veya kültürüne özgü

CALADIUM : English Turkish

n. kaladyum, tropikal Amerikan bitkisi

CALAIS : English Turkish

n. kuzey Fransa'da bir şehir; bir soyadı

CALAMANCO : English Turkish

n. bir tarafı kareli yada baskılı parlak yünlü kumaş

CALAMANDER : English Turkish

n. mobilya yapımında kullanılan bazı tropikal Asya ağaclarının siyah veya kahverengi çizgili sert tahtası

CALAMARES : English Turkish

n. gıda olarak pişirilip servis edilen kalamar

CALAMARI : English Turkish

n. gıda olarak pişirilip servis edilen kalamar

CALAMARY : English Turkish

n. kalamar

CALAMINE : English Turkish

n. kalamin, tutya taşı

CALAMITOUS : English Turkish

adj. belâlı, felâketli

CALAMITOUSLY : English Turkish

adv. talihsiz bir şekilde, korkunç bir şekilde

CALAMITOUSNESS : English Turkish

n. talihsizlik, şanssızlık

CALAMITY : English Turkish

n. belâ, felâket, musibet, afet, sefalet, yoksulluk

CALAMITY BEFELL HIM : English Turkish

aşına gelen korkunç şeyler, büyük talihsizlikten dolayı çok acı çekti

CALAMITY HOWLER : English Turkish

n. felâket tellalı, kötümser, karamsar kimse

CALAMITY JANE : English Turkish

n. allah'ın garibi, başı beladan kurtulmayan kimse, zavallı kimse

CALAMUS : English Turkish

n. hint kamışı

CALASH : English Turkish

n. kaleska, hafif gezinti arabası, eski bir ipekli kadın başlığı

CALAVERITE : English Turkish

n. altın cevheri türü, bir parça gümüş içeren altın cevheri

CALC : English Turkish

n. kireç, kireçtaşı, kalker