English
CALL AT : English Turkish
uğramak, ziyaret etmek, hastayı yoklamak
CALL ATTENTION : English Turkish
ilgi uyandırmak, dikkat çekmek
CALL ATTENTION TO : English Turkish
dikkat çekmek
CALL AWAY : English Turkish
çağırmak, saptırmak
CALL BACK : English Turkish
geri çağırmak, hatalı üretilen ürünü telâfi için geri istemek, caymak, dönmek, yalanlamak, arayan kimseyi geri aramak, tekrar uğramak
CALL BOX : English Turkish
posta kutusu [amer.], imdat telefonu [amer.], telefon kulübesi [brit.]
CALL BOY : English Turkish
teslimatçı çocuk, haberci
CALL BUTTON : English Turkish
çağrı butonu, alarm butonu, bir alarmı aktifleştiren buton
CALL CENTER : English Turkish
çağrı merkezi, telefon santrali
CALL COUNT METER : English Turkish
çağrı ölçer, yapılan telefon konuşmalarının süresini yada çağrı başına süreyi ölçüp kaydeden sayaç
CALL DOWN : English Turkish
dilemek, niyaz etmek, azarlamak, yerin dibine sokmak
CALL FOR : English Turkish
gerektirmek, istemek, çağırmak, gerekmek, gerekli olmak
CALL FOR EARLY ELECTIONS : English Turkish
erken seçim çağrısı, seçimlerin planlanandan önce yapılması talebi
CALL FOR RESTRAINT : English Turkish
n. sükunete davet etmek, sakinleşmesini istemek
CALL FOR VOTES : English Turkish
Oylama Çağrısı, haber grupları tarafından yeni grupların kurulması için yapılan oylama işlemi, CFV (İnternet)
CALL FORTH : English Turkish
neden olmak, yol açmak, kullanmak, sarfetmek
CALL GIRL : English Turkish
telekız, fahişe
CALL HOUSE : English Turkish
genelev
CALL IN : English Turkish
çağırmak, tedavülden kaldırmak, davet etmek, iadesini istemek, ödenmesini istemek, toplamak, telefonla görüşmek
CALL IN QUESTION : English Turkish
v. şüphe uyandırmak; şüpheye düşürmek,
hakkında endişeleri artırmak
CALL IN SICK : English Turkish
hastalık mazereti bildirmek, bir çalışma yerine kişinin hastalıktan dolayı işe gelemeyeceğini bildirmek
CALL INTO BEING : English Turkish
yaratmak, var etmek
CALL IT A DAY : English Turkish
urada bitirmek, çalışmaya son vermek, paydos etmek
CALL IT OFF : English Turkish
v. bitirmek
CALL IT QUITS : English Turkish
çalışmayı durdurmak;
ile çatışmayı sonlandırmak,
ile barış yapmak
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani