English
CALL TELEVISION : English Turkish
n. Telefon Televizyonu, izleyicilerin oyun programları ve kısa bilgi yarışmalarına katılıp canlı olarak televizyonda sorulara cevap verdiği yeni bir televizyon yayını türü, CallTV
CALL THE FIRE DEPARTMENT : English Turkish
İtfaiye çağırın
CALL THE POLICE : English Turkish
polis çağırın
CALL THE ROLL : English Turkish
yoklama yapmak
CALL TO : English Turkish
v. seslenmek, haykırmak
CALL TO ACCOUNT : English Turkish
hesap sormak
CALL TO MIND : English Turkish
aklına getirmek, hatırlatmak, hatırlamak
CALL TO ORDER : English Turkish
uygun şekilde hareket etmesi emri vermek, davranış kurallarına uygun hareket etmesini emretmek
CALL TOGETHER : English Turkish
ir araya gelmek, toplamak, celbetmek
CALL UP : English Turkish
hatırlamak, hayalinde canlandırmak, askere çağırmak, silâh altına almak, telefon etmek, getirtmek, gelmesini sağlamak
CALL UPON : English Turkish
v. ziyaret etmek, uğramak, önünde söylemek, başvurmak, istemek
CALL WAITING : English Turkish
çağrı bekletme, kullanıcıları bir başka çağrının geldiği konusunda ikaz eden telefon hizmeti
CALL-UP ORDER : English Turkish
askere sevk pusulası, askerlik çağrısı, askeri hizmet çağrısı, askerlik emri, askere alma emri
CALL-WAITING RING : English Turkish
telefon hattında ikinci bir çağrının olduğunu gösteren sinyal
CALLA : English Turkish
n. calla zambağı, sarı çiçeklerin başağını çevreleyen beyaz bir taçyaprağı ve uzun sivri yaprakları olan subtroopikal bir grup bitki; Avrupa'nın kuzeyi ve Kuzey Amerika'da bulunan bataklık bitkisi
CALLABLE : English Turkish
adj. istenebilen, nakit ödenmesi mümkün olan
CALLAHAN : English Turkish
n. bir soyadı; Florida'da (ABD) bir kasaba; Texas'da bir ilçe (ABD)
CALLALOO : English Turkish
n. koyu Karaip çorbası (yengeç eti, bamya, yeşil biber, hindistan cevizi sütü, soğan ve çeşni ile yapılan); kargaşa, karışıklık
CALLANETICS : English Turkish
n. vücudu şekillendirmek ve sıkılaştırmak üzere düzenli olarak tekrarlanan ufak hareketler içeren hafif vücut güçlendirme egzersizleri
CALLBACK : English Turkish
n. bir kullanıcı bağlanmak isteyince hizmet veren tarafın iletişim bağlantısıdır (bilgisayar)
CALLBACK DEVICE : English Turkish
kullanıcıyı daha sonra tekrar aramak suretiyle kullanıcı ile irtibat sağlayan cihaz
CALLBOX : English Turkish
n. telefon kulübesi (İngiltere'de); acil durum telefon kutusu (polisi, itfaiyeyi, vb. aramak için
ABD'de)
CALLBOY : English Turkish
n. otel hizmetlisi, suflör yardımcısı, tele oğlan, eşcinsel fahişe
CALLED : English Turkish
adj. denilen, adlı
CALLED A MEETING : English Turkish
toplantı ayarlamak, toplantı yapmak, toplantı organize etmek
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani