English
CALLIPYGOUS : English Turkish
adj. sıkı ve güzel şekilli kalçaları olan, şekilli kalçaları olan; sıkı ve güzel şekilli kalçalarla alakalı
CALLISTHENIC : English Turkish
adj. beden eğitimi/jimnastikle alakalı
CALLISTHENICS : English Turkish
n. beden eğitimi, jimnastik
CALLISTO : English Turkish
n. Kalisto, Tanrıça Artemis'e hizmet etmiş olan peri kızlarından biri (Yunan Mitolojisi); Jüpiter gezegeninin on iki ayından biri
CALLITHRICIDAE : English Turkish
n. uzun ipeksi kürkü ve çalı gibi sert kıllı kuyruğu ile kolaylıkla teşhis edilebilen bazı küçük yerli Güney Amerika maymunlarının her biri (Callithricidae ailesine mensup)
CALLITHUMP : English Turkish
n. gürültülü yüksek sesli huzur bozucu gösteri; yüksek sesle gürültü yapan grup/bando; gürültü patırtı, çaydanlık ve kapları birbirine vurarark yeni evli bir çift tarafından yapılan gürültülü yaygaracı serenat
CALLOSAL : English Turkish
adj. (Anatomi) corpus callosum'a ait (beynin bir parçası)
CALLOSE : English Turkish
adj. siğilli, sivilceli, pütür pütür, budaklı, düğümlü
CALLOSITY : English Turkish
n. nasır, nasır tutma
CALLOUS : English Turkish
adj. nasırlı, duygusuz, şefkâtsiz, hissiz, katı
CALLOUS : English Turkish
v. nasır tutmak, duygusuzlaşmak, hissizleşmek
CALLOUS HANDS : English Turkish
kaba ve sertleşmiş eller
CALLOUSLY : English Turkish
adv. kabaca, sertçe, sempatik olmayan bir tarzda; katı bir şekilde, sertleşmiş bir tarzda
CALLOUSNESS : English Turkish
n. katılık, sertlik; kalpsizlik, sempatisizlik
CALLOW : English Turkish
adj. tüyleri bitmemiş, acemi, tecrübesiz, toy
CALLOWAY : English Turkish
n. bir soyadı; Cab Calloway (
1994), Amerikalı bir caz müzisyeni
CALLOWNESS : English Turkish
n. tecrübesizlik; gelişmemişlik, toyluk
CALLS : English Turkish
n. stokları/hisseleri satın almak için yapılan kontrat
CALLS FOR FURTHER INVESTIGATION : English Turkish
ilave araştırma istemek, ek inceleme yapılmasını sağlamak
CALLS THE SHOTS : English Turkish
kararları vermek, yönetmek, idare etmek, kararlaştırmak
CALLTV : English Turkish
n. TeleTV, izleyicilerin oyun programları ve kısa bilgi yarışmalarına katılıp canlı olarak televizyonda sorulara cevap verdiği yeni bir televizyon yayını türü, Call Television
CALLUS : English Turkish
n. nasır, kırığın kaynamasına yardımcı olan madde
CALM : English Turkish
n. durgunluk, sakinlik, dinginlik, rüzgârın kesilmesi
CALM : English Turkish
v. sakinleştirmek, yatıştırmak, teskin etmek
CALM : English Turkish
adj. endişesiz, gürültüsüz, sakin, durgun, serinkanlı, dingin, ağırbaşlı, huzurlu, esintisiz, arsız, soğuk, soğukkanlı
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani