English
CAUSER : English Turkish
n. nedensel, sebep olan veya kışkırtan şey
CAUSERIE : English Turkish
n. söyleşi, sohbet, konuşma, makale (sohbet biçiminde)
CAUSEWAY : English Turkish
n. bataklıktan geçen yol, bozuk arazide yapılmış geçit, geçit
CAUSEY : English Turkish
n. dar yol, bataklıktan geçen yol (Arkaik); taş döşenmiş yükseltilmiş kaldırım; antik Roma anayolu (Arkaik)
CAUSING : English Turkish
n. meydana gelme, gerçekleşme
CAUSING A DISASTER : English Turkish
ir felaket eydana getirme
CAUSING ANXIETY : English Turkish
huzursuzluğa öncülük etme, kaygı ile sonuçlanma, dehşete sebep olma
CAUSING DAMAGE : English Turkish
yaralanmaya sebep olma, zarar verme, bir üretim hatasına sebep olma
CAUSING DEATH OUT OF NEGLIGENCE : English Turkish
en sonunda ölümle sonuçlanan bir hekimin davranışsal standartından sapması
CAUSING ENVIRONMENTAL DAMAGE : English Turkish
doğaya zarar verme, doğal çevreye zarar vermeye sebep olma
CAUSING FAILURE : English Turkish
aşarısızlığa sebep olma, başarıyı engelleme, bir meydan okumada birisinin kaybetmesine sebep olma
CAUSING PAIN : English Turkish
acıya sebep olma, rahatsızlıkla sonuçlanma, acı çekmeye öncülük etme
CAUSING STRIFE : English Turkish
kışkırtıcı çekişme, çatışmaya sebep olma
CAUSING TO FALL : English Turkish
n. düşürme
CAUSING UNEMPLOYMENT : English Turkish
işsizlikle sonuçlanma, işsizliğe öncülük etme
CAUSING UNHAPPINESS : English Turkish
mutsuzluğa sebep olma, hoşnutsuzlukla neticelenme, yoksulluğa öncülük etme
CAUSTIC : English Turkish
adj. kostik, aşındırıcı, yakıcı, iğneli, onur kırıcı, sert
CAUSTIC : English Turkish
n. kostik, yakıcı madde, kezzap
CAUSTIC ALKALI : English Turkish
n. yakıcı alkali, hidroksitli alkali
CAUSTIC POTASH : English Turkish
n. kostik potas, yakıcı alkali
CAUSTIC SODA : English Turkish
kostik soda, sodyum hidroksit
CAUSTICALLY : English Turkish
adv. ciddi olarak, duygusuz bir şekilde; yıpratıcı bir şekilde
CAUSTICITY : English Turkish
n. yakıcılık, aşındırıcılık, alaycılık, iğneli konuşma
CAUSTICNESS : English Turkish
n. yıpratıcı olma, canlı dokuları yok etme kapasitesinde olma; dokundurma, iğneleme, onaylamama, beğenmeme
CAUSTICS : English Turkish
n. yakıcı maddeler, kaynayan maddeler, aşındırıcı maddeler
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani