Multilingual Turkish Dictionary

English

English
CAVERN : English Turkish

n. büyük mağara, mağara, oyuk, patolojik doku boşluğu

CAVERNOUS : English Turkish

adj. mağaraları olan, mağaralarla dolu, delikli, mağara gibi, boğuk (ses), çökmüş (göz, yanak)

CAVERNOUSLY : English Turkish

adv. oyuklu bir şekilde, mağaralarla dolu bir şekilde, delikli bir şekilde

CAVES OF BEIT GUVRIN : English Turkish

Tel Aviv'in (Israel) güneyinde antik mağaralar

CAVESON : English Turkish

n. atları eğitmek için hayvanın burnu üzerine konan harves türü

CAVIA : English Turkish

n. gine domuzunuda içeren küçük kemirgenler sınıfı

CAVIA COBAYA : English Turkish

gine domuzu, kısa kuyruklu ve küçük kulaklı küçük kemirgen

CAVIAR : English Turkish

n. balık yumurtası, havyar

CAVIARE : English Turkish

n. havyar

CAVIARE TO THE GENERAL : English Turkish

ilgisizlikten değeri bilinmeyen iyi şey

CAVIL : English Turkish

v. kusur bulmak, bahane aramak, şikâyetçi olmak

CAVIL : English Turkish

n. bahane, kusur, itiraz

CAVILER : English Turkish

n. itirazcı

CAVILLER : English Turkish

n. itirazcı

CAVIN : English Turkish

n. gizli/gayri nizami harp birliklerinin bir yere ulaşmasını kolaylaştırmak için uygun vadi/geçit

CAVING : English Turkish

n. mağaracılık, mağaracılık sporu

CAVITARY : English Turkish

adj. bir deliği olan

CAVITATION : English Turkish

n. boşlama, kavitasyon

CAVITIED : English Turkish

adj. delikleri olan, oyuk oyuk, içinde bir oyuk olan (bir diş gibi)

CAVITY : English Turkish

n. oyuk, çukur, boşluk, delik, çürük, kovuk

CAVOLO NERO : English Turkish

n. Tuskanya'da (İtalya) aşçılıkta kullanılan koyu yapraklı kıvırcık lahana türü

CAVORT : English Turkish

v. zıplamak, sıçramak, hoplamak

CAVUM : English Turkish

n. delik, boşluk oyuk, satır başı boşluğu

CAVY : English Turkish

n. kobay, güney amerika'ya özgü kobay

CAW : English Turkish

n. karga sesi, kuzgun sesi