English
CAUTER : English Turkish
n. dağlama, anormal dokuyu dağlamak için kullanılan enstrüman, dağlamada kullanılan sıcak demir
CAUTERANT : English Turkish
adj. kostik, aşındırıcı (Kimya); haşlayan, yakıcı
CAUTERISATION : English Turkish
n. dağlama, sıcak bir demirle veya diğer aletlerle ve genellikle enfeksiyonu yok etmek amacıyla iz bırakma veya yakma süreci (ayrıca cauterization)
CAUTERISE : English Turkish
v. dağlamak, yakmak, sıcak bir demirle yakmak, kavurmak; hissizleştirmek; (Tıp) dağlayarak tedavi etmek; ısı uygulayarak kanamayı durdurmak (ayrıca cauterize)
CAUTERIZATION : English Turkish
n. dağlama, yakma
CAUTERIZE : English Turkish
v. dağlamak, yakmak
CAUTERY : English Turkish
n. dağlama, yakma, dağlama demiri, dağlayan şey
CAUTION : English Turkish
n. uyarı, uyarma, ikaz; ihtiyat, sakınma, tedbir, dikkat, teminât, kefalet; garip şey, tuhaf kimse
CAUTION : English Turkish
v. uyarmak, ihtar etmek, tembih etmek, dikkatini çekmek
CAUTION : English Turkish
interj. dikkat
CAUTION MONEY : English Turkish
depozito, teminât, kefalet
CAUTIONARY : English Turkish
adj. uyarıcı, ikaz edici
CAUTIONARY TALE : English Turkish
eğitici öykü
CAUTIONER : English Turkish
n. uyarıcı, ikaz eden kimse, uyaran kimse
CAUTIOUS : English Turkish
adj. tedbirli, ihtiyatlı, dikkatli, sakınan
CAUTIOUS OPTIMISM : English Turkish
ihtiyatlı iyimserlik, bir dereceye kadar rezerve edilmiş pozitif duygular, ihtiyatlı iyimserlik duygusu
CAUTIOUSLY : English Turkish
adv. dikkatlice, ihtiyatla
CAUTIOUSNESS : English Turkish
n. ihtiyat, tedbir, dikkat
CAV : English Turkish
"Constant Angular Velocity (Sabit Açısal Hız)", verinin disk üzerindeki yerine göre değişmeyen hard disk devir hızı (iç kısımlarda hızın daha yüksek olduğu CLV'nin tersine)
CAVA : English Turkish
n. şampanya ile aynı şekilde yapılan İspanya'da üretilen parlak beyaz şarap
CAVAL : English Turkish
adj. toplardamar ile alakalı (Tıp)
CAVALCADE : English Turkish
n. süvari alayı, süvari geçit töreni
CAVALIER : English Turkish
n. süvari, atlı şövalye, kavalye, şarl yanlısı kimse
CAVALIER : English Turkish
adj. serbest, rahat; laubali, kibirli, ukalâ, kendini beğenmiş
CAVALIER HAT : English Turkish
n. 17'nci yüzyılda süvarilerin giydiği geniş siperlikli fötr şapka
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani