English
CHINE : English Turkish
n. belkemiği, omurga (hayvan), sırttan çıkarılan et
CHINESE : English Turkish
adj. çin ile ilgili, çin
CHINESE : English Turkish
n. çinli, çince
CHINESE CABBAGE : English Turkish
çin lâhanası
CHINESE CHECKERS : English Turkish
n. Çin daması, taşların 6 köşeli bir yıldıza benzeyen bir hatta hareket ettirildiği masa oyunu (
6 arasında oyuncu için)
CHINESE CITIZEN : English Turkish
n. Çin (doğu Asya'da bir ülke) vatandaşı, Çin ülkesi vatandaşı
CHINESE EXCLUSION ACT : English Turkish
n. Çin Göç Kanunu, 1882 yılında çıkmış ve Çinli iççi göçmenliğini askıya almış olan ABD federal yasası (1943 yılında yürürlükten kaldırıldı)
CHINESE LANTERN : English Turkish
körüklü fener, şeytan feneri [bot.]
CHINESE MEDICINE : English Turkish
Çin hekimliği, geleneksel Çin iyileştirmesini temel alan tedavi yöntemi (bitkisel ilaç, akupunktur vs gibi)
CHINESE PAPER : English Turkish
Çin kâğıdı, pirinç kâğıdı olarak bilinen çok ince bir kâğıt
CHINESE PUZZLE : English Turkish
çin bulmacası, güç problem
CHINESE RED : English Turkish
n. Çin kırmızısı, parlak kırmızı, zincifre, parlak kırmızımsı turuncu renk
CHINESE RESTAURANT : English Turkish
Çin restoranı, Çin yemekleri servisi yapan restoran
CHINESE VASE : English Turkish
Çin vazosu, Çin'de yapılmış ve süslenmiş süs kabı
CHINESE WALL : English Turkish
n. Çin Seddi, Great Wall of China (Büyük Çin Duvarı), Ch'in hanedanı tarafından İ.Ö. 3'üncü yüzyılda inşa edilmiş ve dünyanın en uzun müstahkem duvar sistemi olan bin 500 mil (2 bin 414 km) uzunluğundaki duvar (kuzey Çin'de bulunmaktadır)
CHINESE WALL : English Turkish
n. Çin Duvarı, Çin Seddi, bilgi geçişini engelleyen bariyer; geçilmez engel; şirketler (finansal şirketler vs) içinde menfaat çatışmalarını önlemek üzere departmanlar arasında çok gizli bilgilerin alışverişini engellemeye dönük belirlenmiş katı kurallar seti
CHING : English Turkish
n. ulusalcı devrimciler tarafından alaşağı edilmiş olan fetihçi Mançuların kurmuş olduğu Çin hanedanlarının en sonuncusu (
1912 arasında); bir soyadı; bir kadın adı (Çince); Çinli, Çinli kimse (Irkçı Argo)
CHINGLISH : English Turkish
n. Çingilizce, (Chinese {Çince} ve English {İngilizce} karışımı kelime) yanlış İngilizce, İngilizce kelimelerin Çin grameriyle kullanılması
CHINK : English Turkish
n. yarık, çatlak, metalik ses, şıkırtı, temiz para, para
CHINK : English Turkish
v. şıkırdatmak, yarıkları doldurmak, şıngırdatmak, metalik ses çıkartmak, şıkırdamak
CHINK IN ARMOUR : English Turkish
n. zırhtaki çatlak, problemlere yol açabilecek küçük kusur
CHINKAPIN : English Turkish
n. ince uzun yaprakları ve minik yenebilir kabuklu yemiş meyvesi olan kayın familyasından çalımsı kestane; Pasifik sahillerinin derin oluklu kabuğu koyu yeşil yaprakları olan ve yenilemeyen bir kabuklu yemiş veren yaprak dökmeyen ağacı (kayın/akağaç familyasından); ABD'nin güneyinde yukarda sıralanan iki ağacında minik kabuklu kuruyemiş meyvesi (ayrıca chinquapin)
CHINKARA : English Turkish
n. Asya'ya özgü küçük gazel
CHINKY : English Turkish
n. (Kırıcı Argo) Çin restoranı, Çin yemekleri servis eden restoran; Çinli, Çinli kimse
CHINKY : English Turkish
adj. çatlak dolu, yarıklarla dolu
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani