Multilingual Turkish Dictionary

English

English
CLASS WAR : English Turkish

n. sosyal sınıflar arası savaş, sınıf savaşı

CLASS WARFARE : English Turkish

n. sosyal veya ekonomik sınıflar arasındaki çarpışma veya anlaşmazlık

CLASS WITH : English Turkish

karşılaştırmak, kıyaslamak, benzetme yapmak

CLASS-ACTION SUIT : English Turkish

çoklu taraflarca paylaşılan birleştirilmiş dava

CLASSES : English Turkish

n. üst tabaka, yukarı sınıflar

CLASSIC : English Turkish

n. klasik eser; üstünlüğü kabullenilmiş olan sanatçı; değerini kanıtlamış yapıt; klasik eserler yazan yazar, klasikleri iyi bilen kimse

CLASSIC : English Turkish

adj. klasik, kaliteli, klas; mükemmel, birinci sınıf, değerini yitirmeyen; edebi ve tarihi değeri olan, geleneksel, alışılmış olan

CLASSIC EXAMPLE : English Turkish

klasik örnek, tipik örnek, genellikle kullanılan örnek

CLASSIC MANICURE : English Turkish

n. klasik manikür

CLASSICAL : English Turkish

adj. klasik, klasik biçimde olan; mükemmel, olağanüstü, klas; eski dile ait; hümanist

CLASSICAL BEAUTY : English Turkish

klasik güzellik, antik Yunan veya Romalılar'ın idealize ettiği güzellik anlayışına göre güzellik

CLASSICAL BOOK : English Turkish

klasik kitap, sıkça okunan kitap, edebiyatın iyi çalışmalarından biri

CLASSICAL CONDITIONING : English Turkish

klasik güdülenme, klasik şartlanma, otomatik bir cevap yaratmak için ayrı uyarıcı çiftlerinin tekrar edilmesine dayalı öğretme metodu

CLASSICAL EDUCATION : English Turkish

hümanist eğitim

CLASSICAL LITERATURE : English Turkish

klasik edebiyat, Yunan ve Roma dönemleri edebiyatı

CLASSICAL MUSIC : English Turkish

klasik müziği, klasik müzik

CLASSICAL PLAYS : English Turkish

klasik oyunlar, Roma veya Yunan dönemlerinde yazılmış oyunlar

CLASSICAL SCHOLAR : English Turkish

yunan ve latin edebiyatı bilgini, hümanist

CLASSICAL SYSTEM : English Turkish

klasik sistem, klasik uygulamalara göre olan sistem

CLASSICALISM : English Turkish

n. klasisizm, klasik stil (sanat ve edebiyatta)

CLASSICALLY : English Turkish

adv. klasik bir tarzda

CLASSICISE : English Turkish

v. klasik stili takip etmek; klasik yapmak, klasik tarzda yapmak (ayrıca 'classicize)

CLASSICISM : English Turkish

n. klasisizm, klasik biçime uyma, klasik öğrenim, klasik öğrenimi savunma

CLASSICIST : English Turkish

n. klasik biçim yanlısı, klasik edebiyat uzmanı, klasik sanat bilgini

CLASSICIZE : English Turkish

v. klasik stili takip etmek; klasik yapmak, klasik tarzda yapmak (ayrıca 'classicise')