Multilingual Turkish Dictionary

English

English
CRYSTALLOID : English Turkish

n. kristaloid, kristalleri oluşturan madde; bitkilerde bulunan kristale benzeyen protein kütlesi (Botanik)

CRYSTALLOIDAL : English Turkish

n. kristaloidal, kristalleri oluşturan madde; bitkilerde bulunan kristale benzeyen protein kütlesi (Botanik)

CRYSTALWARE : English Turkish

n. kristal eşya

CRÈCHE : English Turkish

n. kreş, çocuk bakıcılığı, ebeveynlerin işte oldukları zaman çocuklara bakan çocuk yuvası (İngiltere İngilizcesi); İsa’nın doğumunu simgelen tasvir (Kanada & ABD); yetimhane

CRÈME : English Turkish

n. kaymak, (Fransızca) krema

CS : English Turkish

n. "cesium (sezyum)", nadir bulunan bir metalik element (Kimya)

CSAR : English Turkish

"Combat Search And Rescue (Savaş Arama ve Kurtarma)", savaş sırasında muharebe şartlarında yapılan arama ve kurtarma

CSARDAS : English Turkish

n. csardas, yavaş başlayan hızlı ve fırtınalı sonu olan bir tür Macar dansı (ayrıca czardas)

CSE : English Turkish

orta öğretim sertifikası, yeterlilik sınavı sertifikası (İngiltere İngilizcesi)

CSI : English Turkish

"Computer Security Institute (Bilgisayar Güvenlik Enstitüsü)", bilgisayar ve ağ güvenliği endüstrisinde çalışan insanlara hizmet ve eğitim veren dünya çapında bir kuruluş

CSIS : English Turkish

"Center for Strategic & International Studies (Stratejik & Uluslararası Araştırmalar Merkezi)", uluslararası kamu politikaları araştırmaları ve analizleri (ekonomi, doğal kaynaklar yönetimi, güvenlik, teknoloji vs ile ilgili) yapan bir kuruluş

CSN : English Turkish

"Crosby Stills and Nash (Crosby Stills ve Nash)", 1960'ların ve 70'lerin Amerikan folk rock müzik grubu

CSS : English Turkish

n. "Cascade Style Sheets (Basamak Tarzı Sayfalar)", web sayfası yaratan bir kimse tarafından değiştirilebilen birçok tarz seviyesi içeren html belgeleri (esnek tasarım seçeneklerine olanak veriri)

CST : English Turkish

"Central Standard Time (Merkezî Standart Saati)", ABD'nin orta kesimlerinde kullanılan standart zaman (Greenwich zamanından 6 saat geridedir)

CSU : English Turkish

"channel service unit (kanal hizmet birimi)", (Bilgisayar) bir bilgisayarı dijital bir iletişim hattına bağlamak için kullanılan aygıt (modem benzeri)

CSV : English Turkish

"Comma Separated Values (Virgülle Ayrılan Değerler)", (Bilgisayar) ASCII formatında veritabanı bilgisi saklamak için kullanılan dosya formatı (her giriş veya alan bir virgülle ayrılır ve her yeni dizi yeni bir satırla temsil edilir)

CT : English Turkish

"computerized tomography (bilgisayarlı tomografi)", CAT tarayıcı kullanarak organları tarama (vücudun bilgisayarlı kesitsel görüntüsünü üreten x-ray makinesi)

CT : English Turkish

"counterterrorism (kontr-terör)", anti-terör, bir terör saldırısını durdurmak veya böyle bir saldırıya cevap vermek için alınan hücum içerikli önlemler

CT SCAN : English Turkish

CAT taraması, vücudun kesitsel görüntülerini bilgisayara döken x-ray cihazı kullanılarak organların taranması

CT. : English Turkish

"Connecticut", kuzeydoğu ABD'de bir eyalet, New England eyaletlerinden biri

CTENOID : English Turkish

adj. tırtıllı, ktenoyid

CTF : English Turkish

sertifika, resmi belge (doğum belgesi, ehliyet, vs.)

CTGE : English Turkish

taşıma ücreti, nakliye için alınan ücret, malları yük vagonu ile taşımak için alınan ücret

CTI : English Turkish

"Computer Telephony Integration (Bilgisayar Telefon Entegrasyonu)", telefon sistemlerinin işleyişini arttırmak için bilgisayar teknolojisi kullanımı (Bilgisayar)

CTL : English Turkish

"cytotoxic T lymphocyte (sitotoksik t-lenfositleri)", öldürücü T hücreleri, kanserli veya enfekte hücreleri öldüren bağışıklık sistemi hücreleri, hücreye bağımlı bağışıklıkla ilgili ana hücre türü (Bağışıklık Bilimi)