English
DEFORMEDLY : English Turkish
adv. şekli bozulmuş bir şekilde, biçimi bozulmuş bir şekilde, saptırılmış bir şekilde
DEFORMEDNESS : English Turkish
n. biçimsiz olma durumu, deforme olma durumu, biçimsizlik, çirkinleştirilmiş olma durumu
DEFORMITY : English Turkish
n. şekil bozukluğu, biçimsizlik; sakatlık, bozukluk; moral bozukluğu
DEFRA : English Turkish
n. "Department for Environment, Food & Rural Affairs (Çevre, Gıda ve Kırsal İşler Birimi)", Birleşik Krallık'ta çevrenin korunması ve gıda üretimi ve standartlarından sorumlu ve yetkili hükümet organı (ayrıca çevre, balıkçılık, tarım ve kırsal konulardan da sorumludur)
DEFRAG : English Turkish
irleştirme, sürücünün değişik alanlarında sürekli bir dosyaya kaydedilmiş olan dosyaları birleştirme
DEFRAGMENT : English Turkish
v. birleştirmek, sürücünün değişik alanlarında arda arda gelen dosyalara kaydedilmiş olan dosyaları birleştirmek
DEFRAGMENTATION : English Turkish
n. birleştirme, dosyaları birleştirme, sabit diskin içinde dağıtılmış olan dosyaları birbirine ekleme (Bilgisayar)
DEFRAGMENTER : English Turkish
n. disk birleştiricisi, sabit diskin içinde dağıtılmış olan dosyaları tamamlanmış tek bir dosyaya yerleştiren ve mevcut bellek bölütlerini birleştiren destek programı
DEFRAUD : English Turkish
v. dolandırmak, hakkını yemek, aldatmak; elinden almak
DEFRAUD THE REVENUE : English Turkish
v. vergi kaçırmak, gelirini tam göstermemek
DEFRAUDATION : English Turkish
n. dolandırma, hakkını yeme; yolsuzluk; yoksunluk
DEFRAUDER : English Turkish
n. vergi kaçakçısı, yolsuzluk yapan kimse
DEFRAUDMENT : English Turkish
n. sahtekarlık, dolandırma; dalavere; kazık atma
DEFRAY : English Turkish
v. ödemek, ödeme yapmak, masrafı karşılamak
DEFRAYABLE : English Turkish
adj. ödenebilir, ödenebilir olan
DEFRAYAL : English Turkish
n. ödenme
DEFRAYMENT : English Turkish
n. maliyeti ödeme, masrafları ödeme
DEFREEZE : English Turkish
v. buzunu çözmek, buzunu eritmek
DEFROCK : English Turkish
v. papazı makamından etmek, papazlıktan çıkarmak
DEFROST : English Turkish
v. buzunu eritmek, çözmek
DEFROSTER : English Turkish
n. buz çözücü, buzu ortadan kaldıran veya eriten aygıt; eriten bir şey
DEFROZEN : English Turkish
v. buzunu çözmek, buzunu eritmek
DEFT : English Turkish
adj. becerikli, usta, eli yatkın
DEFTLY : English Turkish
adv. ustaca, becerikli bir biçimde, ustalıkla; becerikli bir şekilde, eli çabuk bir biçimde
DEFTNESS : English Turkish
n. ustalık, maharet, beceri, hüner
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani