Multilingual Turkish Dictionary

English

English
DELUSIONS OF GRANDEUR : English Turkish

n. megolomanlık, büyüklük kompleksi

DELUSIVE : English Turkish

adj. aldatıcı, asılsız, hayali, gerçek dışı

DELUSIVELY : English Turkish

adv. aldatıcı bir şekilde, yanıltan bir şekilde, yanlış yönlendiren bir şekilde, kandırarak

DELUSIVENESS : English Turkish

n. aldatıcılık, asılsızlık, yanıltma durumu, gerçek dışılık, hayali olma durumu

DELUSORY : English Turkish

adj. aldatıcı, asılsız, kandıran, yanıltan, yanlış yönlendiren

DELUXE : English Turkish

adj. gösterişli, ihtişamlı, lüks, şatafatlı

DELUXE ROOM : English Turkish

n. lüks bir oda

DELVE : English Turkish

v. arayıp taramak; altüst ederek aramak

DELVE AMONG : English Turkish

v. altüst ederek aramak, altını üstüne getirmek

DELVE INTO THE PAST : English Turkish

v. eski defterleri karıştırmak

DELVED DEEPLY INTO : English Turkish

-nın içine daldı,
yı derinlemesine araştırdı (bir konu mesele vs)

DELVER : English Turkish

n. derin bir şekilde düşünen; veri araştıran kimse

DELVING INTO : English Turkish

-nın içine dalma,
yı derinlemesine araştırma (bir konu mesele vs)

DEM : English Turkish

"democrat (demokrat)", demokrat, Demokrat Parti üyesi kimse

DEMAGNETISATION : English Turkish

n. (Britanya İngilizcesi) manyetiksizleştirme, manyetiğini giderme, manyetik özelliğini ortadan kaldırma (demagnetization olarak da yazılır)

DEMAGNETISE : English Turkish

v. (Britanya İngilizcesi) manyetiksizleştirmek, manyetiğini gidermek, manyetik özelliğini ortadan kaldırmak (demagnetize olarak da yazılır)

DEMAGNETIZATION : English Turkish

n. (Amerikan İngilizcesi) manyetiksizleştirme, manyetiğini giderme, manyetik özelliğini ortadan kaldırma (demagnetisation olarak da yazılır)

DEMAGNETIZE : English Turkish

v. manyetikliğini yok etmek

DEMAGNIFICATION : English Turkish

n. büyütmenin azaltılması, yakın girilmiş bir görüntüden daha uzaktan görülen bir görüntüye geçiş

DEMAGOG : English Turkish

n. demagog, hizipçi, halk avcısı, kışkırtıcı

DEMAGOGIC : English Turkish

adj. demagojik, demagojiye dayanan

DEMAGOGICAL : English Turkish

adj. demagojik, demagojiye dayanan

DEMAGOGUE : English Turkish

n. demagog; halk avcısı; kışkırtıcı; hizipçi

DEMAGOGUERY : English Turkish

n. bir demagogun yöntemleri, güç ve popülerlik kazanmak amacıyla halkın duygularının etkilenmesi

DEMAGOGY : English Turkish

n. demagoji; kışkırtıcılık; halkavcılığı