Multilingual Turkish Dictionary

English

English
DID NOT APPROVE OF : English Turkish

-masını onaylamadı,
nın yapılması konusunda olumlu görüş bildirmedi

DID NOT ASK PERMISSION : English Turkish

izin istemedi, izin almadı, yetki almadı

DID NOT ATTACH ANY IMPORTANCE : English Turkish

önemsemedi, önemli olarak görmedi

DID NOT BAT AN EYELID : English Turkish

hiçbir şaşırma belirtisi göstermedi, en ufak bir şekilde şoke olmadı, ikinci bir kez düşünmedi bile

DID NOT BELIEVE IT : English Turkish

inanmadı, inanamadı, onu varsaymayı veya düşünmeyi reddetti

DID NOT BUY IT : English Turkish

onu satın almadı, bir şeyi satın almayı seçmedi

DID NOT CHANGE : English Turkish

onu değiştirmedi, onu başkalaştırmadı veya yenilemedi; değişmedi, başkalaşmadı veya yenilenmedi

DID NOT COME : English Turkish

gelmedi, varmadı, etkinliği "astı" (Argo)

DID NOT DO ENOUGH : English Turkish

v. yeterince yapmadı, yeterince uğraşmadı, tüm çabasını göstermedi, etkili bir şekilde uğraşmadı

DID NOT EXPECT : English Turkish

ummadı, beklemedi, tahmin etmedi, öngörmedi; istemedi, zorunlu kılmadı

DID NOT FEEL WELL : English Turkish

iyi hissetmedi, rahatsız hissetti, hasta hissetti, hastalandı

DID NOT GET FAR : English Turkish

uzağa gitmedi; fazla ilerlemedi; başarmadı, başarı elde etmedi

DID NOT GIVE UP : English Turkish

ırakmadı, sonlandırmadı, teslim olmadı, feragat etmedi

DID NOT HAVE A HAND IN : English Turkish

-nın içinde eli olmadı,
nın içinde rol almadı,
ya destek vermedi

DID NOT HAVE THE HEART : English Turkish

yüreği dayanmadı, yüreği yetmedi, yapamadı (genellikle merhametten)

DID NOT HIDE ANYTHING FROM : English Turkish

-den hiçbir şey saklamadı,
dan amaçlarının hiçbirini gizlemedi,
ması konusunda sadece ve sadece gerçeği söyledi

DID NOT KNOW WHAT TO DO WITH HIMSELF : English Turkish

ne yapacağını şaşırdı, ne yapacağını bilemedi

DID NOT KNOW WHAT TO EXPECT : English Turkish

ne umacağını bilmedi, ne bekleyeceğini bilmedi, ne olacağını bilmedi

DID NOT LET HIS FEELINGS SHOW : English Turkish

duygularını belli etmedi, hislerini sakladı

DID NOT LIFT A FINGER : English Turkish

parmağını bile oynatmadı, en ufak yardımda bile bulunmadı

DID NOT LIKE : English Turkish

sevmedi, hoşlanmadı, hoşuna gitmedi

DID NOT MAKE A BIG DEAL OUT OF : English Turkish

üyük mesele haline getirmedi, sorun etmedi, problem çıkarmadı

DID NOT MAKE ANY IMPRESSION : English Turkish

herhangi bir etki bırakmadı, unutulur bir şeydi, en ufak bir şekilde hatırlanabilir değildi

DID NOT MENTION : English Turkish

ahsetmedi, konuşmadı

DID NOT MOVE : English Turkish

hareket etmedi, hareket ettirmedi, ilerlemedi, ilerletmedi