Multilingual Turkish Dictionary English

n. Divali,Diwali, Deepawali,dört gün boyunca kötü karşısında zafer ve karanlık karşısında aydınlık kazanmak için lambaların açıldığı, Ekim ya da Kasım'da kutlanan dini Hindu "ışık festivali"

DIVAN : English Turkish

n. divan, sedir, meclis; tütün ve kahve içilen oda; şairin tüm şiirleri

DIVAN BED : English Turkish

alçak yatak

DIVARICATE : English Turkish

v. dallanmak, çatallanmak, ayrılmak

DIVARICATION : English Turkish

n. yayma, yayılma, dallanma, bölünme; anlamda belirsizlik; fikirde farklılığa katılmama

DIVE : English Turkish

n. dalma, dalış, pike; atlama, yaylanarak atlama; batakhane

DIVE : English Turkish

v. dalmak, atlamak, dalış yapmak, pike yapmak; elini daldırmak; gömülmek; azalmak; düşmek

DIVE BOAT : English Turkish

n. dalma botu, dalma kayığı, scuba dalgıçları için gerekli donanıma sahip küçük su aracı

DIVE BOMBER : English Turkish

ombardıman uçağı

DIVE BOMBING : English Turkish

dalış bombardımanı, pike bombardımanı, bir uçaktan alçak irtifada yapılan bombalama

DIVE HEADFIRST : English Turkish

v. balıklama atlamak

DIVEBOMB : English Turkish

v. pike yaparak bombalamak

DIVED HEAD FIRST : English Turkish

kafa üstü daldı, balıklama daldı, başta başı girecek şekilde suya atladı

DIVEHI : English Turkish

n. Hint Okyanusu'nda Maldiv Adaları'nın resmi dili

DIVER : English Turkish

n. dalgıç, balık adam, dalış yapan kimse; dalgıçkuşu; penguen

DIVER'S WETSUIT : English Turkish

dalgıç giysisi, vücut ısısını muhafaza etmek amacıyla dalgıçlar tarafından giyilen kapalı lastik giyecek (özellikle soğuk sularda)