Multilingual Turkish Dictionary

English

English
DOPE : English Turkish

n. çiriş, doping, uyuşturucu madde, esrar; bilgi, yanıltıcı bilgi; macun; dinamit yapımında kullanılan madde, dümen, dolap; salak, sersem, cila, vernik

DOPE : English Turkish

v. çirişlemek, verniklemek, doping yapmak, uyuşturucu vermek, uyarıcı vermek; çözüm bulmak, üstesinden gelmek; önceden kestirmek, tahmin etmek

DOPE ADDICT : English Turkish

n. hapçı, esrarkeş

DOPE ADDICTION : English Turkish

n. uyuşturucu bağımlılığı

DOPE FIEND : English Turkish

n. esrarkeş, keş, hapçı

DOPE HABIT : English Turkish

n. uyuşturucu bağımlılığı

DOPE OUT : English Turkish

v. çözüm bulmak, üstesinden gelmek, önceden kestirmek, tahmin etmek

DOPER : English Turkish

n. doping veren

DOPESHEET : English Turkish

n. at yarışı bülteni, at yarışları hakkında bilgiler sağlayan rapor (Argo)

DOPEY : English Turkish

adj. esrar çekmiş, hap almış, uyuşmuş; salak

DOPIAZA : English Turkish

n. (Hindistan Mutfağı) soğan ve domates ile pişirilen körili hafif bir et veya balık yemeği

DOPINESS : English Turkish

n. uyuşturucu almış olma durumu, uyuşturucu çekmişlik; aptallık, salaklık, salak olma durumu

DOPING : English Turkish

n. doping, doping yapma

DOPING TEST : English Turkish

n. doping testi

DOPPELGANGER : English Turkish

n. tıpkısının aynısı, tıpatıp aynısı

DOPPER : English Turkish

n. Dopper, ana vaftiz ya da Vaftiz

DOPPLER : English Turkish

n. Doppler, soyadı; C.J. Doppler (
1853), Avusturyalı fizikçi, Doppler etkisini açıklayan ilk kişi

DOPPLER EFFECT : English Turkish

n. Doppler etkisi, dalga kaynağı ve alıcı arasındaki mesafenin değiştiğinden dolayı ses ya da ışık dalga frekanslarındaki gözle görünür değişim

DOPPLER RADAR : English Turkish

Doppler radarı, hareket eden ve durağan hedefleri Doppler etkisinin neden olduğu frekans değişikliklerini analiz ederek ayırt edebilen radar sistemi

DOR : English Turkish

n. bokböceği, pislik böceği

DOR BEETLE : English Turkish

n. büyük bir bok böceği, büyük bir gübre böceği

DORA : English Turkish

n. Dora, kadın ismi; soyadı

DORA ANGELA DUNCAN : English Turkish

n. Dora Angela Duncan, Isadora Duncan (
1927), ABD'li dansçı, modern dansların öncüsü

DORADO : English Turkish

n. büyük ve parlak renkli bir balık; yunus

DORAPHOBIA : English Turkish

n. hayvan postu veya derisi fobisi; kürklü hayvanlardan korkma