Multilingual Turkish Dictionary

English

English
DOOK : English Turkish

n. çivi veya vida tutması için duvara yerleştirilen ahşap tapa

DOOK : English Turkish

v. çivi veya vida tutması için duvara ahşap tapa yerleştirmek

DOOLALLY : English Turkish

adj. (Britanya) mantıksız, saçma, gerçek dışı, kaçık, aykırı (Kırıcı)

DOOLIE : English Turkish

n. tahtırevan

DOOM : English Turkish

n. kör talih, kader, alın yazısı, ölüm, ölüm cezası, karar, hüküm

DOOM : English Turkish

v. hüküm vermek, mahkum etmek; kaderi kötü olmak

DOOM TO : English Turkish

-ya mahkûm etmek, hakkında
ması yargısına varmak, hakkında
mesi hükmü vermek

DOOM TO DEATH : English Turkish

v. ölüme mahkum etmek

DOOM WATCH : English Turkish

n. yeni buluşların zararlarına karşı uyanıklık

DOOMED : English Turkish

adj. ölüme mahkum, kaderine terkedilmiş, kader mahkumu, mecbur, eli mahkum

DOOMED TO : English Turkish

-ya mahkûm edilmiş, hakkında
ması yargısına varılmış, hakkında
mesi hükmü verilmiş

DOOMED TO DIE : English Turkish

ölüme mahkûm edilmiş, yok edilmeye mahkûm edilmiş

DOOMED TO FAILURE : English Turkish

adj. başarısızlığa mahkum

DOOMS : English Turkish

adv. (Argo) çok; aşırı, epeyce, oldukça (damned {aşırı} kullanımının İskoçya ve Kuzey İngiltere'deki edebî kelam biçimi)

DOOMSDAY : English Turkish

n. kıyamet günü, kıyamet

DOOMSDAY BOOK : English Turkish

Mahşer Günü Kitabı, 11 yüzyılda I William tarafından sipariş üzerine yapılan arazi araştırması kayıtları (ayrıca Mahşer Günü Kitabı)

DOOMSTER : English Turkish

n. kıyamet gününün yaklaştığını iddia eden kimse

DOOMWATCH : English Turkish

n. (Britanya) gelecek bir felaketin beklentisi veya tahmini (özellikle de çevresel bir felaket)

DOOMWATCHER : English Turkish

n. (Britanya) gelecekteki bir felaketi önceden tahmin eden kimse (özellikle de çevresel bir felaket)

DOOMY : English Turkish

adj. kaygı veren, keyif kaçıran, kötülük habercisi, uğursuz, gelecek bir felaket duygusu veren (Britanya)

DOON : English Turkish

n. Doon, güneybatı İskoçya'da bulunan bir nehir

DOONA : English Turkish

n. (Avustralya & İngiltere) yorgan

DOOR : English Turkish

n. kapı, eşik, giriş

DOOR BELL : English Turkish

kapı zili, bir binanın girişinde bulunan ve ziyaretçilerin geldiklerini duyurmak için kullandıkları zil

DOOR CASE : English Turkish

n. kapı çerçevesi, kapı kasası, kapı pervazı