Multilingual Turkish Dictionary

English

English
DRYING : English Turkish

adj. kuruyan, kuru

DRYING : English Turkish

n. kurutma

DRYING UP : English Turkish

kuruma, kuru hale gelme, kurutma; susuzlaşma, suyu alınma, susuz hale gelme

DRYISH : English Turkish

adj. kurumsu, kuru gibi, hafifçe kuru, birazcık kuru

DRYLY : English Turkish

adv. kuru bir şekilde, nemsiz olarak, rutubetsiz bir şekilde; duygusuzca, duygusuz bir şekilde, soğuk bir şekilde; iğneleyici bir şekilde, alay ederek; ilginç olmayan bir şekilde

DRYNESS : English Turkish

n. kuruluk, kuraklık; hayal gücü eksikliği; yavanlık, monotonluk

DRYOPITHECUS : English Turkish

n. Dryopithecus, eski dünyada insana benzeyen yaratıklar kategorisi, nesli tükenmiş maymunlar

DRYS : English Turkish

n. kurular, kurucular, yasakçılar, içki yasağı yanlıları, içki yasağından taraf olan insanlar (Yasaklar dönemi ABD'sinde)

DRYSALTER : English Turkish

n. kumaşlar ve kimyasal maddeler satan kimse

DRYSALTERY : English Turkish

n. bir kumaş ve kimyasal madde satıcısının sattığı mallar; bu satıcının işi

DRYSUIT : English Turkish

n. dalma giysisi, dalış giysisi, scuba dalış giysisi, boyun ayaklar ve kol bileklerinde bulunan kapanır kısımlar yardımıyla dalgıcı kuru tutan dalış kıyafeti

DRYWALL : English Turkish

n. alçıpan, alçı panel, kartonpiyer, iç duvarları kaplamak için kullanılan yapı malzemesi (preslenmiş alçı veya kireçtaşından yapılır, duvara monte edilir alçılanır ve boyanır)

DSC : English Turkish

"Doctor of Science (Bilim Doktoru)", bilimde onursal bir akademik derece

DSL : English Turkish

"Digital Subscriber Line (Dijital Abone Hattı)", normal telefon hattı kullanarak saniyede 1544 megabit akış sağlayan dijital telefon teknolojisi (Telekomünikasyon)

DSN : English Turkish

"Deep Space Network (Derin Uzay Ağı)", NASA'nın astronotlar ve uzay araçlarıyla iletişim için kullandığı kapsamlı iletişim sistemi (Pasadena'daki {California} Jet Propulsion Laboratory {Jet Sevk Laboratuarı} merkezlidir)

DSP : English Turkish

"Digital Signal Processing (Dijital Sinyal İşleme)",farklı efektler yaratmak üzere ses imaj ve görüntülerin düzenlenmesi

DSR : English Turkish

"Data Set Ready (Veri Seti Hazır)", bir modemin (DCE) bilgi göndermeye hazır olduğunu göstermek için bir bilgisayara (DTE) gönderdiği sinyal

DSS : English Turkish

"Digital Satellite System (Dijital Uydu Sistemi)", dünyayı yörünge alarak televizyon ve internet sinyalleri yayan uydular ağı

DSSOCKET : English Turkish

"Dolphin Systems Sockets (Dolphin Sistemleri Soketleri)", VISUAL BASIC ve C++ çalışma ortamlarında internet bağlantısı olanağı sağlayan kontrolör (finansal programlar, veritabanları ve posta ağları kurmak için kullanılır)

DST : English Turkish

"daylight saving time (yaz saati)", akşamın erken saatlerinde daha fazla gün ışığından yararlanmak üzere saatlerin bir saat ileri alındığı zaman, yaz saati uygulaması

DSTN : English Turkish

"Double-layer Supertwist Nematic (Çift Katlı Büklümötesi Nemak)", pasif matris LCD ekranlarda görüntü ve ışık kalitesini arttıran teknoloji (Bilgisayar)

DSVD : English Turkish

"Digital Simultaneous Voice/Data (Dijital Eşzamanlı Ses/Veri)", tek bir analog telefon hattı üzerinden eşzamanlı ses ve veri yayınına olanak sağlayan dijital iletişim protokolü (Bilgisayar)

DT'S : English Turkish

titremeli hezeyan, alkol zehirlenmesi sonrası yaşanan titreme hezeyanı (Tıp)

DTD : English Turkish

"document type definition (belge türü tanımı)", Standard Generalized Markup Language (Standart Genelleştirilmiş İşaretleme Dili) ile yazılmış ve belirli bir belgenin formatıyla ilgili bilgi içeren bir özellik (Bilgisayar)

DTE : English Turkish

"Data Terminal Equipment (Veri Uçbirim Donanımı)", RS-232C arayüzüyle bir modeme (DCE) bağlanan ve veri transferi aktarım kaynağı veya hedefi olarak kullanılan aygıt (bilgisayar, yazıcı, telefon vs gibi)