English
DUAL USE : English Turkish
n. ikili kullanım, çift kullanım, hem sivil hem de askerî uygulamalarda kullanılan patlayıcı
DUAL-HOMED : English Turkish
adj. çift ağa ait, iki ayrı ağa ait, iki ayrı ağın
DUALISE : English Turkish
v. (Britanya İngilizcesi) çift yapmak, çift hale getirmek (dualize olarak da yazılır)
DUALISM : English Turkish
n. ikilik, ikicilik, iki ayrı ve bağımsız ilkenin kabullenilmesi
DUALIST : English Turkish
n. düalist, ikici, düalizm (ikicilik) yanlısı; akıl ve cismin ayrı ayrı var olduğunu savunan düşünce (Felsefe); iyi ve kötünün iki ayrı kutsal varoluş veya ilkede vücut bulduğu düşüncesini savunan kimse (Teoloji)
DUALISTIC : English Turkish
adj. düalistik, ikicil, ikilik prensibine ait, ikilik prensibiyle ilgili; iki parçadan oluşan
DUALITY : English Turkish
n. ikilik, çiftlik
DUALIZE : English Turkish
v. (Amerikan İngilizcesi) çift yapmak, çift hale getirmek (dualise olarak da yazılır)
DUALLY : English Turkish
adj. ikili bir karaktere ait, ikili özellikle ilgili, çift bir şekilde, ikili bir şekilde
DUB : English Turkish
v. dublaj yapmak; ünvan vermek, isim vermek, ad takmak; düzeltmek, deriyi yağlayıp yumuşatmak
DUBAI : English Turkish
n. Dubai, Dubayy, kuzeydoğu Arap Emirlikleri'nde liman şehri; şeyhlik, şeyh tarafından yönetilen bölge, Arap kabile reisinin yetki sınırları
DUBAYY : English Turkish
n. Dubayy, Dubai, kuzeydoğu Arap Emirlikleri'nde liman şehri; şeyhlik, şeyh tarafından yönetilen bölge, Arap kabile reisinin yetki sınırları
DUBBED : English Turkish
adj. adlandırılmış, isimlendirilmiş; şövalye unvanı verilmiş, şövalyelik nişanı verilmiş, unvan verilmiş; dublaj yapılmış, yeni bir ses eklenmiş, bir müzik veya herhangi bir ses eklenmiş (bir film veya kaset)
DUBBED FILM : English Turkish
seslendirilmiş film, orijinal sesi üzerine başka bir dilde sesler kaydedilmiş olan film, dublajlı film
DUBBER : English Turkish
n. dublajcı, seslendirmeci, seslendirme yapan
DUBBIN : English Turkish
n. deri yağı, vidala yağı
DUBBING : English Turkish
n. dublaj, seslendirme; şövalyelik ünvanı verme; deri yağı, vidala yağı
DUBIETY : English Turkish
n. şüphelilik, şüpheli olma, kuşkululuk, tereddüt, ikirciklik
DUBIOUS : English Turkish
adj. belirsiz, şüpheli, kararsız, şüpheci
DUBIOUS BLESSING : English Turkish
kuşkulu kutsama, belirsiz kutsama, iyi olabilen veya olamayabilen kutsama
DUBIOUS CHARACTER : English Turkish
kuşkulu karakter, şüpheli kimse, karanlık kimse, güvenilmez kişi
DUBIOUS COMPLIMENT : English Turkish
kuşkulu iltifat, şüpheli övme, kulağa bir iltifat gibi gelmeyen övme
DUBIOUS PLEASURE : English Turkish
kuşkulu zevk, şüpheli zevk, gerçekten zevk olmayan
DUBIOUS TRANSACTION : English Turkish
kuşkulu işlem, şüpheli iş, muhtemelen illegal olan iş
DUBIOUSLY : English Turkish
adv. kuşkulu bir şekilde, şüpheli bir şekilde, kesin olmayan bir şekilde, belirsiz bir şekilde
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani