Multilingual Turkish Dictionary

English

English
DYING CONFESSION : English Turkish

n. ölüm döşeğinde yapılan itiraf

DYING IN BATTLE : English Turkish

savaşta ölme, savaş sırasında ölme, muharebe sırasında ölme

DYING IN ONE'S SLEEP : English Turkish

uykusunda ölme, uyurken huzur içinde ölme

DYING WISH : English Turkish

n. son arzu

DYKE : English Turkish

n. set, bent, siper, lezbiyen

DYLAN : English Turkish

n. Dylan, soyadı; Bob Dylan (1941'de Robert Zimmerman olarak doğan), Amerikalı şarkı yazarı ve halk türkücüsü

DYNAMETER : English Turkish

n. dinametre, dinamometre, mekanik gücü ölçmeye yarayan cihaz; bir teleskobun büyütme gücünü ölçen cihaz

DYNAMIC : English Turkish

adj. dinamik, enerjik, devingen

DYNAMIC ALLOCATION : English Turkish

dinamik tahsis, dinamik yer atama, dinamik kaynak ayırma, bir program çalışırken otomatik olarak gerçekleşen bilgisayar belleği tahsisi

DYNAMIC DATA EXCHANGE : English Turkish

Devingen Veri Alışverişi, çok görevli bilgisayarda değişik programlar arasındaki veri transferi standardı, DDE

DYNAMIC HOST CONFIGURATION : English Turkish

dinamik bilgisayar konfigürasyonu, internet üzerinde kullanıcılara yapılan dinamik adresler yönetimi ve tahsisi

DYNAMIC HOST CONFIGURATION PROTOCOL : English Turkish

değişken Ana sistem

DYNAMIC HOST RESOLUTION : English Turkish

dinamik bilgisayar çözünürlüğü, dinamik adresler tahsisi metodunu kullanarak internete bağlanma

DYNAMIC HTML : English Turkish

Dinamik HTML, HTML belgeleri için ek seçenekler içeren ve değişken dizayn ve kullanıcı ile anında etkileşim sağlayan HTML dili, DHTML

DYNAMIC LINK LIBRARY : English Turkish

n. dinamik bağlı kitaplık, (Bilgisayar) bir bilgisayarın yerine getirilebilir rutin işlemlerini içeren dosya (Windows ve OS/2 işletim sisteminde)

DYNAMIC LINKED LIBRARY : English Turkish

Devingen Bağlı Kitaplık, Windows ve OS/2 işletim sistemlerinin alt yordamları hafızaya alan dosya, DLL dosyası (Bilgisayar)

DYNAMIC OBJECT : English Turkish

dinamik obje, başka bir belgeye bağlı olan obje

DYNAMIC VERB : English Turkish

n. (Gramer) dinamik fiil, devam eden veya ilerleyen bir şekilde kullanılabilen ve tamamlanmamış bir eylemi gösteren fiil (örneğin; "Tom is lying on the sofa {Tom kanepede uzanıyor}"
halen sürmekte olan tamamlanmamış bir eylemi ifade ediyor)

DYNAMIC VOICE OVERRIDE : English Turkish

dinamik sesi geçersiz kılma, (Bilgisayar) ISDN telefon hattının otomatik olarak bir iletişim kanalını düşürerek bir sesli aramaya tekrar tahsis etmesi özelliği (gelen bir arama tespit edildiğinde veya telefon ahizesi kaldırıldığında)

DYNAMICAL : English Turkish

adj. dinamik, enerjik, kuvvetli, güçlü

DYNAMICALLY : English Turkish

adv. dinamik bir şekilde, enerjik bir şekilde, kuvvetli bir şekilde, güçlü bir şekilde

DYNAMICS : English Turkish

n. dinamik, devimbilim, canlılık, harekete geçiren güç

DYNAMISE : English Turkish

v. (Britanya İngilizcesi) dinamikleştirmek, canlandırmak, dinamizm kazandırmak; enerjikleştirmek; daha etkin kılmak, daha etkilileştirmek (dynamize olarak da yazılır)

DYNAMISM : English Turkish

n. dinamizm, gürecilik

DYNAMIST : English Turkish

n. dinamist, dinamizm taraftarı, devingenlik yanlısı, devimselcilik taraftarı, tüm fenomenlerin doğal bir gücün belirtisi olarak açıklanabileceği teorisinin savunucusu