English
EAT AWAY : English Turkish
aşındırmak, sürüklemek, erozyona uğratmak, yiyip durmak
EAT CROW : English Turkish
zorlanmak, hatasını kabule zorlanmak, onur kırıcı bir şeye zorlanmak
EAT DIRT : English Turkish
özür dilemek zorunda kalmak, tükürdüğünü yalamak
EAT HUMBLE PIE : English Turkish
yanıldığını itiraf etmek, hatasını itiraf etmek, burnu sürtülmek
EAT INTO : English Turkish
kemirmek, bir ağız almak, büyük bir parça almak (özellikle de mali veya başkaca birikimlerle ilgili olarak)
EAT KOSHER : English Turkish
kosher (kaşer, Musevi din kurallarına göre hazırlanmış yiyecek ve içecek) tüketmek, Musevi perhizine uymak
EAT LIKE A BIRD : English Turkish
kuş gibi yemek, çok az yemek, çok yavaş yemek
EAT LIKE A HORSE : English Turkish
at gibi yemek, çok fazla yemek, çok büyük miktarda tüketmek
EAT ONE'S FILL : English Turkish
doyasıya yemek, karnı dolana kadar yemek, doyuncaya kadar yemek, açlığı giderilene kadar yemek
EAT ONE'S HEART OUT : English Turkish
içi içini yemek, çok üzülmek, kendi kendini bitirmek; kıskanmak
EAT ONE'S SALT : English Turkish
irinin tuzunu yemek, birinin ekmeğini yemek, birinin acı kahvesini içmek, birine misafir olmak
EAT ONE'S WORDS : English Turkish
tükürdüğünü yalamak, haksız olduğunu anlamak
EAT OUT : English Turkish
dışarıda yemek yemek
EAT OUT OF SOMEONE'S HAND : English Turkish
avucunun içinde olmak, kontrolü altında olmak, parmağında oynatmak
EAT SALT WITH : English Turkish
ile tuz emek, ile ekmek yemek, ile ekmek paylaşmak
EAT SMB.'S SALT : English Turkish
v. misafiri olmak, sofrasına konuk olmak
EAT THE BREAD OF IDLENESS : English Turkish
avarelik ekmeği yemek, pasif olmak, tembellik yapmak, tembel olmak, hiçbir şey yapmamak
EAT TILL ONE IS FULL : English Turkish
doyasıya yemek, karnı dolana kadar yemek, doyuncaya kadar yemek, açlığı giderilene kadar yemek
EAT TO REPLETION : English Turkish
doyasıya yemek, karnı dolana kadar yemek, doyuncaya kadar yemek, açlığı giderilene kadar yemek
EAT UP : English Turkish
yiyip bitirmek, tüketmek, kökünü kurutmak, yitirmek, yutmak (kelimeleri), kısa zamanda katetmek
EAT WITH RELISH : English Turkish
severek yemek, seve seve yemek, yemeğini sevmek, yemeğini beğenerek yemek
EATABLE : English Turkish
adj. yenilebilir, yenir
EATABLES : English Turkish
n. gıda maddeleri, yiyecek
EATAGE : English Turkish
n. hayvanların otlandıkları çayır
EATEN : English Turkish
adj. yenilmiş, tüketilmiş, ağza alınmış ve yutulmuş
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani