Multilingual Turkish Dictionary

English

English
EAVESTROUGH : English Turkish

n. yağmur oluğu, (Kanada ve ABD) bir çatının kenarlarındaki saçakları altına konulan yağmur oluğu

EBAL : English Turkish

n. Ebal,Ebal Dağı, Nablus'un kuzeyinde bir dağ

EBAN : English Turkish

n. Eban, soyadı; Abba Eban (
2002, Aubrey Solomon Eban olarak doğan), önde gelen İsrailli diplomat ve yazar (Güney Afrika'da doğmuş olan), İsrail'in ABD ve Birleşmiş Milletler eski büyükelçisi

EBAY : English Turkish

n. "eBay (eBay)", eBay, insanların çeşitli malları alıp satabildikleri çevrimiçi bir ticaret sitesi (İnternet)

EBB : English Turkish

n. düşüş, kötüye gidiş; cezir, deniz suyunun çekilmesi

EBB : English Turkish

v. düşmek, alçalmak, bozulmak, tükenip gitmek; çekilmek

EBB AND FLOW : English Turkish

met cezir, gelgit

EBB AND TIDE : English Turkish

gel-git, metcezir, okyanus dalgasının yükselmesi ve alçalması; yükselip alçalma hareketi, herhangi bir şeyin yükselmesi ve alçalması

EBB AWAY : English Turkish

tükenip gitmek

EBB TIDE : English Turkish

cezir hali, denizin çekilmesi, düşüş, kötüye gitme

EBBTIDE : English Turkish

n. cezir, alçalma, çekilme, çekilme sürecinde olan dalga, alçalan dalga; kabarmış dalga ile dalganın geri çekilmesi arasındaki zaman

EBCDIC : English Turkish

EBCDIC,(Bilgisayar) ASCII'ye benzer olan ve büyük bilgisayarlarda kullanılan karakter kodlama yöntemi

EBCDIC CODE : English Turkish

EBCDIC kodu, bit kombinasyonu ile semboller gösterme yöntemi (Bilgisayar)

EBISU : English Turkish

n. Ebisu, Japon Yedi Şanslı Tanrı'larından biri (Balıkçılar Tanrısı, Çeltik Çiftçileri, İyi Talih ve Ticaret); Tokyo vilayetinde kasaba ismi (Japonya)

EBOLA : English Turkish

n. Ebola, Afrika kaynaklı ölümcül virüs

EBOLA VIRUS : English Turkish

Ebola virüsü, ağır hastalık olan Ebola ‘ya neden olan virüs

EBON : English Turkish

adj. simsiyah

EBON : English Turkish

n. abanoz

EBONICS : English Turkish

n. Zencilere has sokak dili, "Siyah İngilizcesi", Afroamerikalılar arasında yaygın olarak kullanılan klasik olmayan İngilizce

EBONISE : English Turkish

v. (Britanya İngilizcesi) siyah renge boyamak, bir şeyi (örneğin mobilyayı) siyaha boyamak, siyahlaştırmak, karartmak; bir şeyi koyu renkliymiş gibi göstermek (ebonize olarak da yazılır)

EBONISED : English Turkish

adj. (Britanya İngilizcesi) siyah renge boyanmış, siyaha boyalı (örneğin mobilya), siyahlaştırılmış, karartılmış; koyu renkliymiş gibi gösterilen (ebonized olarak da yazılır)

EBONITE : English Turkish

n. ebonit, siyah sert kauçuk

EBONIZE : English Turkish

v. (Amerikan İngilizcesi) siyah renge boyamak, bir şeyi (örneğin mobilyayı) siyaha boyamak, siyahlaştırmak, karartmak; bir şeyi koyu renkliymiş gibi göstermek (ebonized olarak da yazılır)

EBONIZED : English Turkish

adj. (Amerikan İngilizcesi) siyah renge boyanmış, siyaha boyalı (örneğin mobilya), siyahlaştırılmış, karartılmış; koyu renkliymiş gibi gösterilen (ebonised olarak da yazılır)

EBONY : English Turkish

n. Ebony, Afrikalı-Amerikalı topluluğun ilgi alanlarını kapsayan aylık Amerikan dergisi