English
EEL BUCK : English Turkish
yılanbalığı tuzağı
EEL POT : English Turkish
n. yılanbalığı tuzağı
EEL POUT : English Turkish
yılanbalığına benzeyen balık; Zoarcidae familyasından denizin dibinde yaşayan herhangi bir deniz balığı; tatlı su gelinciği
EEL SPEAR : English Turkish
n. zıpkın, yılanbalıklarına saplamak için kullanılan çatallı bir zıpkın türü
EEL TRAP : English Turkish
n. yılanbalığı tuzağı, yılanbalığı yakalamak için kurulan tuzak
EELPOUT : English Turkish
n. yılanbalığına benzeyen balık; Zoarcidae familyasından denizin dibinde yaşayan herhangi bir deniz balığı; tatlı su gelinciği
EELSPEAR : English Turkish
n. zıpkın
EELWORM : English Turkish
n. sirkekurdu
EELY : English Turkish
adj. kaygan, pürüzsüz; yılanbalığına benzeyen
EEPROM : English Turkish
EEPROM, elektronik metotlar kullanılarak silinebilen Salt Okunur Bellek türü
EERIE : English Turkish
adj. ürkütücü, tüyler ürpertici; esrarengiz
EERIE SILENCE : English Turkish
tuhaf sessizlik, garip sessizlik, doğal olmayan sessizlik
EERILY : English Turkish
adv. tuhaf bir şekilde, garip bir şekilde, esrarengiz bir şekilde, ürkütücü bir şekilde, ürpertici bir şekilde
EERINESS : English Turkish
n. ürkütücülük; tekin olmayış; esrarengizlik
EERY : English Turkish
adj. ürkütücü, tüyler ürpertici; esrarengiz
EESOME : English Turkish
adj. göze hoş gelen, göze hoşnutluk sağlayan, gözün hoşlandığı
EET : English Turkish
"Eastern European Time (Doğu Avrupa Saati)", Doğu Avrupa Saati, Doğu Avrupa Zamanı, Doğu Avrupa standart zamanı
EFF : English Turkish
v. cinsel ilişkiye girmek, seks yapmak
EFFACE : English Turkish
v. silmek, gidermek, yok etmek; unutturmak
EFFACE ONESELF : English Turkish
kendini göstermemek, geri plânda kalmak
EFFACEABLE : English Turkish
adj. silinebilir, giderilebilir
EFFACED HIMSELF : English Turkish
dikkati kendi üzerine çekmemeye çalıştı, kendini önemsizleştirdi, kendisini küçümsedi
EFFACEMENT : English Turkish
n. giderme, yok etme; ortadan kaldırma; geri planda kalma
EFFACER : English Turkish
n. bozucu, silici, yok edici
EFFECT : English Turkish
n. etki, tesir, netice, sonuç, izlenim, reaksiyon; gerçeklik; yürürlük, uygulama; anlam, verim, efekt
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani