Multilingual Turkish Dictionary

English

English
ELECTRIC : English Turkish

adj. elektrik, elektro, elektrikli; heyecan verici, gerilimli

ELECTRIC APPLIANCE : English Turkish

elektrikli alet, elektrikli cihaz, elektrikle çalışan makine, elektrikli eşya

ELECTRIC BATTERY : English Turkish

elektrik bataryası, elektrik depolayan batarya

ELECTRIC BELL : English Turkish

n. elektrik zili, elektrikli zil, elektrikle çalışan zil

ELECTRIC BLANKET : English Turkish

elektrikli battaniye

ELECTRIC BLUE : English Turkish

çelik mavisi

ELECTRIC BOILER : English Turkish

elektrikli kazan, elektrikli su ısıtıcısı, içinde elektrik ile su ısıtılan kazan

ELECTRIC BULB : English Turkish

elektrik ampulü, elektrik akımı aracılığıyla ışık veren soğan şeklindeki obje

ELECTRIC CAR : English Turkish

elektrikli otomobil, elektrikli araba, elektrikli araç, elektrik gücüyle çalışan araba veya araç

ELECTRIC CHAIR : English Turkish

elektrikli sandalye

ELECTRIC CHARGE : English Turkish

elektrik yükü, elektrik şarjı, bir maddenin elektrikli olma durumu (negatif yüklü, pozitif yüklü)

ELECTRIC CIRCUIT : English Turkish

elektrik devresi

ELECTRIC COMPANY : English Turkish

Elektrik Şirketi, bir bölgeye elektrik sağlayan şirket

ELECTRIC CURRENT : English Turkish

elektrik akımı, bir iletken üzerinden gerçekleşen elektrik akımı

ELECTRIC DRILLING MACHINE : English Turkish

elektrikli delgi makinesi, elektrikli sondaj makinesi, elektrik aracılığıyla çalışan delgi makinesi

ELECTRIC EEL : English Turkish

elektrikli yılanbalığı

ELECTRIC ENGINE : English Turkish

elektrik motoru, elektrikli motor, elektrik ile çalışan motor

ELECTRIC EYE : English Turkish

elektrikli göz, fotoelektrik hücre; bir durumu sabitlemek (örneğin radyo frekansı ayarlaması) için kullanılan minyatür kanal

ELECTRIC FAN : English Turkish

n. elektrikli vantilatör, elektrikle çalışan vantilatör

ELECTRIC FIELD : English Turkish

elektrik alanı, elektrik sahası, elektrik yüküyle yaratılmış güç alanı

ELECTRIC FIELD STRENGTH : English Turkish

elektrik alanı şiddeti, elektrik sahası kuvveti, bir elektrik alanının bir kulon üzerinde oluşturduğu güç miktarı

ELECTRIC FURNACE : English Turkish

elektrikli fırın, elektrikli ocak, ısısı elektrikle yaratılan fırın

ELECTRIC GOODS : English Turkish

n. elektrikli eşyalar, elektrikli araçlar, elektrikli aletler

ELECTRIC GUITAR : English Turkish

elektrogitar

ELECTRIC HEATER : English Turkish

elektrikli ısıtıcı, elektrikle çalışan ısıtıcı