English
ELECTROMETRY : English Turkish
n. elektrometri, elektrometre (elektrik potansiyelindeki farklılıkları ölçen alet) ile ölçüm, elektriğin ölçülmesi
ELECTROMIGRATION : English Turkish
n. bir metalde bir elektrik akımının etkisi altındaki iyonların hareketinden kaynaklı olarak meydana çıkan kütle transferi; izotopları ayırmak için kullanılan işlem (Kimya)
ELECTROMOTION : English Turkish
n. elektrik hareketi, elektrik ile hareket ettirme
ELECTROMOTIVE : English Turkish
adj. akımı harekete geçirici
ELECTROMOTIVE FORCE : English Turkish
elektrik hareket gücü
ELECTROMOTOR : English Turkish
n. elektromotor, elektrik motoru, elektrikli motor, elektrikle çalışan motor
ELECTROMYOGRAM : English Turkish
n. elektromiyogram, kasların elektriksel faaliyetinin grafik kaydı (Tıp)
ELECTROMYOGRAPHY : English Turkish
n. elektromiyografi, elektromiyogramların (kasların elektriksel faaliyetinin grafik kaydının) oluşturulması ve incelenmesi
ELECTRON : English Turkish
n. elektron, negatif elektrik atomu
ELECTRON ACCELERATOR : English Turkish
elektron hızlandırıcısı, elektrik alanlarını kullanarak elektronların hızını çok yüksek bir seviyeye çıkaran cihaz (araştırma amaçlı kullanılır)
ELECTRON BEAM : English Turkish
elektron demeti, elektron ışını, aynı yönde hızlı bir şekilde hareket eden elektronların ışını
ELECTRON CHARGE : English Turkish
elektron yükü, bir elektronun negatif elektrik yükü, bir birim negatif elektrik yüküne eşit olan fiziksel sabit (-
602 X 10 ^-19 kulona eşittir)
ELECTRON CURRENT : English Turkish
elektron akımı, bir elektrik akımı ile nakledilen elektronların hareketi
ELECTRON EMISSION : English Turkish
elektron emisyonu, elektron salımı, elektron yayımı
ELECTRON GUN : English Turkish
elektron tabancası, elektron püskürteci, bir elektron akışını yönlendirmek ve odaklamak için kullanılan elektron fışkırtıcı katot
ELECTRON HOLE : English Turkish
n. elektron deliği, (Fizik) elektronsuzluk, bir kristalde elektronsuzluktan dolayı oluşan boşluk durumu
ELECTRON MICROSCOPE : English Turkish
elektron mikroskobu, bir objenin büyük bir görüntüsünü elde etmek amacıyla belli elektronlar ışınına odaklanan cihaz
ELECTRON OPTICS : English Turkish
elektron optik, elektron optiği, ışık bilimi ilkelerinin elektron ışınlarına uygulandığı fizik dalı
ELECTRON SHARED : English Turkish
elektron paylaşımlı, aralarında bir bağlantı sağlanan farklı atomların yerçekimsel kuvvetlerince etkilenen elektron
ELECTRON TELESCOPE : English Turkish
elektron teleskobu, elektron ışınları kullanan teleskop
ELECTRON VOLT : English Turkish
elektron volt, enerji birimi
ELECTRONARCOSIS : English Turkish
n. elektronarkoz, beyinden geçirilen bir elektrik akımıyla oluşturulmuş bilinçsizlik durumu (bir psikiyatrik tedavi şekli)
ELECTRONEGATIVE : English Turkish
adj. elektronegatif, negatif elektrik içeren, negatif elektrikli
ELECTRONIC : English Turkish
adj. elektronik
ELECTRONIC BOOK : English Turkish
n. Elektronik Kitap, e-kitap, kağıtta değil de elektronik depolama ortamında kayıtlı olan kitap (bilgisayar ya da başka dijital donanımla okunabilir)
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani