English
ELECTRONIC SUPERPOWER : English Turkish
elektronik süper gücü, elektronik lider, elektronikte bir numara, elektronik alanında güçlü lider
ELECTRONIC SURVEILLANCE : English Turkish
elektronik kontrol, elektronik gözetleme, etkinlik ve konuşmaların elektronik donanımlar kullanılarak uzaktan denetlenmesi
ELECTRONIC THESAURUS : English Turkish
elektronik eşanlamlılar sözlüğü, eşanlamlılar ve ilgili kelimeler sözlüğü olarak kullanılan küçük bilgisayar veya bilgisayar programı
ELECTRONIC TUBE : English Turkish
elektron tüpü, elektronik tüp, içinde iki elektrot bulunan düşük basınçlı gaz içeren kapalı cihaz (bu iki elektrotun arasından elektronlar akar ve bir elektrik akımı oluştururlar)
ELECTRONIC WARFARE : English Turkish
elektronik savaş, elektromanyetik radyasyon kullanımı ve düşmanın elektronik yetisinin sekteye uğratılmasını içeren savaş
ELECTRONIC WARFARE SUPPORT MEASURES : English Turkish
elektronik savaş destek önlemleri, bir elektronik savaş sırasında destek sağlayan elektronik cihazlar
ELECTRONIC WASTE : English Turkish
n. elektronik atık, elektronik çöp, e-atık, gözden çıkarılan donanım veya bilgisayar ve monitörler için kullanılan genel bir terim
ELECTRONICALLY : English Turkish
adv. elektronik olarak, elektronik vasıtasıyla
ELECTRONICS : English Turkish
n. elektronik, elektronik bilimi
ELECTRONICS ENGINEERING : English Turkish
elektronik mühendisliği, elektroniğin uygulanması bilimi
ELECTRONICS INDUSTRY : English Turkish
n. elektronik endüstrisi, elektronik sanayisi, elektrikli cihaz üretimi
ELECTROOSMOSIS : English Turkish
n. elektroozmoz, elektrikle geçişme, sıvının bir elektrik akımı etkisiyle bir perde içindeki hareketi
ELECTROPATHY : English Turkish
n. bir hastalığın elektrik kullanılarak tedavisi
ELECTROPHONE : English Turkish
n. elektrofon, elektrik akımıyla ses üretme aleti
ELECTROPHORESIS : English Turkish
n. elektroforez, sıvı bir maddede bir elektrik alanının etkisiyle oluşan koloidal partiküller hareketi
ELECTROPHORETIC : English Turkish
adj. elektroforetik, elektroforez ile ilgili, sıvı bir maddede bir elektrik alanının etkisiyle oluşan koloidal partiküller hareketi ile ilgili
ELECTROPHYSIOLOGICAL : English Turkish
adj. elektrofizyolojik, elektrofizyoloji bilimi (vücuttaki elektriğin araştırılmasıyla ilgilenen bilim dalı) ile ilgili, elektrofizyolojiye ait
ELECTROPHYSIOLOGY : English Turkish
n. elektrofizyoloji, vücuda ve fonksiyonlarına bağlı elektriksel faaliyeti inceleyen fizyoloji dalı
ELECTROPLATE : English Turkish
v. elektrolizle kaplamak
ELECTROPLATE : English Turkish
n. elektrolizle kaplanmış şey
ELECTROPLATING : English Turkish
n. elektrokaplama, katotsal bir yüzey üzerine elektrolizle bir metal kaplama (Elektrokimya)
ELECTROPOSITIVE : English Turkish
adj. elektropozitif, pozitif elektriği bulunan
ELECTROSCOPE : English Turkish
n. elektroskop, elektriklenme ve derecesini gösteren alet
ELECTROSCOPIC : English Turkish
adj. elektroskopik
ELECTROSHOCK : English Turkish
n. elektroşok, şok tedavisi, ciddi ruhsal hastalıklar için elektrik şoku kullanan terapi
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani