English
ELECTROLYSE : English Turkish
v. elektroliz yapmak, elektrik ile çözmek
ELECTROLYSIS : English Turkish
n. elektroliz, epilasyon
ELECTROLYTE : English Turkish
n. elektrolit, elektrikle çözünen madde
ELECTROLYTIC : English Turkish
adj. elektrolitik, elektroliz yoluyla yaratılmış olan; elektrolit içeren; elektrokimyasal işlem ile tamamlanmış olan
ELECTROLYTICAL : English Turkish
adj. elektrolitik, elektroliz yoluyla yaratılmış olan; elektrolit içeren; elektrokimyasal işlem ile tamamlanmış olan
ELECTROLYTICALLY : English Turkish
adv. elektrolitik bir şekilde, elektroliz yoluyla; elektrolit içererek; elektrokimyasal işlem ile tamamlanmış bir şekilde
ELECTROLYZE : English Turkish
v. elektrolize etmek, elektroliz uygulamak, elektrik akımları kullanarak bir maddeyi ayırmak, bir maddeyi kimyasal olarak ayırmak (electrolyse olarak da yazılır)
ELECTROMAGNET : English Turkish
n. elektromıknatıs, elektrik akımıyla oluşan mıknatıs
ELECTROMAGNETIC : English Turkish
adj. elektromanyetik, elektromanyetizm ile ilgili, elektriksel mıknatıslılık ilgili, elektrik akımıyla oluşan mıknatıslılık ile ilgili
ELECTROMAGNETIC FIELD : English Turkish
elektromanyetik alan, titrek bir elektrik yükü ile yaratılan alan
ELECTROMAGNETIC INDUCTION : English Turkish
elektromanyetik indüksiyon, elektrik akımının bir elektrik devresi tarafından çevrelenmiş manyetik alanının değiştirilmesiyle üretilmesi
ELECTROMAGNETIC INTERFERENCE : English Turkish
elektromanyetik karışma, elektromanyetik parazit, elektrikli cihazların çalışmasında elektromanyetik radyasyonun varlığından kaynaklanan kesilme, EMI
ELECTROMAGNETIC RADIATION : English Turkish
elektromanyetik radyasyon, elektromanyetik ışıma, herhangi bir tür elektromanyetik dalga (inişli çıkışlı ve manyetik alanlardan oluşan dalgalar)
ELECTROMAGNETIC WAVE : English Turkish
elektromanyetik dalga, elektromanyetik spektrumun radyasyon dalgası
ELECTROMAGNETICALLY : English Turkish
adv. elektromanyetik bir şekilde, elektromanyetizm yardımıyla, elektromanyetizm yoluyla
ELECTROMAGNETICS : English Turkish
n. elektromanyetik, elektrikli mıknatıs bilimi, fiziğin mıknatıslık ile elektrik arasındaki etkileşimi inceleyen dalı
ELECTROMAGNETISM : English Turkish
n. elektromanyetizm, elektrikli mıknatıslılık, elektrik akımıyla üretilen mıknatıslılık
ELECTROMECHANIC : English Turkish
adj. elektromekanik, elektrikle çalışan mekanik cihazlarla ilgili
ELECTROMECHANICAL : English Turkish
adj. elektromekanik, elektrikle çalışan mekanik cihazlarla ilgili
ELECTROMECHANICS : English Turkish
n. elektromekanik, fiziğin bir elektrik alanı içindeki vücudun hareketlerini inceleyen dalı (Fizik)
ELECTROMETALLURGY : English Turkish
n. elektrometalürji, elektriksel metalbilim, metallerin elektrokimyasal işlemle üretilmesini inceleyen bilim dalı
ELECTROMETER : English Turkish
n. elektrometre
ELECTROMETRIC : English Turkish
adj. elektrometrik, elektrik ölçümüyle ilgili, elektrometreye özgü
ELECTROMETRICAL : English Turkish
adj. elektrometrik, elektrik ölçümüyle ilgili, elektrometreye özgü
ELECTROMETRICALLY : English Turkish
adv. elektrometrik bir şekilde, elektrometre (elektrik potansiyelindeki farklılıkları ölçen alet) ile
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani