English
EMERALD : English Turkish
n. zümrüt, zümrüt yeşili
EMERALD : English Turkish
adj. zümrüt gibi, zümrüt ile ilgili, zümrüt
EMERALD BUDDHA : English Turkish
Emerald Buddha,
yüzyılda oyulan Buddha'nın kutsal yeşim taşı heykeli (Bangkok, Tayland’da bulunan)
EMERALD ISLE : English Turkish
n. İrlanda
EMERGE : English Turkish
v. ortaya çıkmak, çıkmak, doğmak; gün ışığına çıkmak; su yüzüne çıkmak; yücelmek
EMERGE UNINJURED : English Turkish
yarasız çıktı, yaralanmamış olarak çıktı, yara almadan çıktı
EMERGENCE : English Turkish
n. çıkma
EMERGENCY : English Turkish
n. acil durum, acil vaka, tehlike
EMERGENCY BRAKE : English Turkish
acil freni
EMERGENCY CABINET MEETING : English Turkish
acil kabine toplantısı, acil bir durumu görüşmek üzere yapılan hükümet toplantısı
EMERGENCY CABLE : English Turkish
acil durum kablosu, acil bir durumda kullanılan kablo
EMERGENCY CALL : English Turkish
acil arama, acil bir durumda yardım istemek için yapılan telefon araması
EMERGENCY CREW : English Turkish
acil ekip, acil durum ekibi, acil durumlarda müdahale etmek üzere eğitilmiş grup, kurtarma ekibi
EMERGENCY DRILL : English Turkish
acil durum tatbikatı, acil durumlara hazırlığı test etmek için uygulanan temsilî acil durum
EMERGENCY ECONOMY : English Turkish
acil ekonomi, savaş zamanlarında işleyen sistem, bir ekonomiye savaş sırasında temel gereksinimleri sağlayan sistem
EMERGENCY EXIT : English Turkish
acil çıkış, tehlike çıkışı
EMERGENCY LANDING : English Turkish
acil iniş, iyi durumda göründüğü halde bir hava aracının önlem amacıyla gerçekleştirdiği ani iniş
EMERGENCY LIGHTS : English Turkish
acil durum ışıkları, acil bir durumda veya güç kesintisi halinde yanan ve batarya ile çalışan ışıklar seti
EMERGENCY LOANS AND ADVANCES : English Turkish
acil krediler ve avanslar, kredi çekme şartlarını taşımayan banka kredileri
EMERGENCY MEDICAL SERVICE : English Turkish
acil tıp servisi, acil tıp hizmeti, temel yaşam desteği ve ileri düzey kardiyak yaşam desteği içeren acil tıbbi tedavi, EMS
EMERGENCY MEDICAL TECHNICIAN : English Turkish
acil müdahale teknisyeni, acil tıp teknisyeni, yaralanan kimselerin ambulans veya uçak ile bir sağlık kuruluşuna naklinden önce bu kişilerin durumlarının değerlendirilmesi ve acil bakım uygulanması konusunda eğitimli ve lisanlı görevli, emt
EMERGENCY MOBILIZATION : English Turkish
acil seferberlik, acil harekete geçme, askerî birliklerin acilen silahlandırılması
EMERGENCY ORDER : English Turkish
acil düzen, olağanüstü hal, standart yasaların ve düzenlemelerin belli bir süreliğine askıya alındığı geçici durum
EMERGENCY PROCEDURE : English Turkish
acil durum süreci, acil plan, acil bir durumda gerçekleştirilmesi gereken eylem planı
EMERGENCY RATION : English Turkish
acil durum kumanyası, acil bir durum için kenarda bekletilen yiyecek ve içecek
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani