Multilingual Turkish Dictionary

English

English
EMBOLUS : English Turkish

n. embolus, kan pıhtısı, kan dolaşımında bulunan çözünmeyen bir madde kümesi (Tıp)

EMBONPOINT : English Turkish

n. dolgunluk, semizlik, toplu olma

EMBOSOM : English Turkish

v. kucaklamak, kuşatmak, korumak

EMBOSS : English Turkish

v. kabartma ile işlemek, kabartma yapmak; çekiçle dövmek

EMBOSSED : English Turkish

adj. kabartmalı, kabartılmış

EMBOSSER : English Turkish

n. kabartma yapan kimse, kabartan, şekil veren

EMBOSSMENT : English Turkish

n. kabartma, kakma

EMBOUCHURE : English Turkish

n. ağız, nehir ağzı, ağız kısmı; çalgıyı ağıza yerleştirme şekli

EMBOURGEOISEMENT : English Turkish

n. burjuvalaşma, burjuva tarzına dönüşme

EMBOWEL : English Turkish

v. bağırsaklarını çıkarmak, bağırsaklarını boşaltmak, bağırsaklarını deşmek; içini temizlemek, içini deşmek, içini çıkarmak

EMBOWER : English Turkish

v. gölgelemek, korumak

EMBRACE : English Turkish

n. kucaklama, sarılma, kucaklaşma

EMBRACE : English Turkish

v. kucaklamak, kucaklaşmak, sarmaş dolaş olmak (Argo), sarmak; bağrına basmak; kapsamak; benimsemek; ele geçirmek, yakalamak; beslemek (ümit)

EMBRACE ONE ANOTHER : English Turkish

kucaklaşmak

EMBRACEABLE : English Turkish

adj. kucaklanabilir, sarılabilir, bağra basılabilir; kabul edilebilir, benimsenebilir, uygun

EMBRACED HIM : English Turkish

onu kucakladı, onu sardı, onu bağrına bastı

EMBRACEOR : English Turkish

n. kucaklayan kimse, sarılan, bağrına basan; ayartan kimse, rüşvet veren kimse, bir yargıç veya jüriye rüşvet vermeye veya onları tehdit etmeye kalkışan kimse

EMBRACER : English Turkish

n. rüşvetle etkileyen kimse

EMBRACERY : English Turkish

n. rüşvetle etkilemeye çalışma

EMBRACING : English Turkish

n. kucaklama, saran, kapsayan, kuşatan

EMBRANCHMENT : English Turkish

n. çatallanma, dallanma, kol

EMBRANGLE : English Turkish

v. dolaştırmak, şaşırtmak

EMBRASURE : English Turkish

n. mazgal, mazgal şeklinde pencere boşluğu

EMBRASURE : English Turkish

v. mazgallarla donatmak

EMBRASURED : English Turkish

adj. mazgallı