Multilingual Turkish Dictionary

English

English
EMILIO : English Turkish

n. Emilio, erkek ismi

EMILIO AGUINALDO : English Turkish

n. Emilio Aguinaldo, (
1964) Filipinler'de
1899 arası geçici hükümet başkanı, Manila'da ABD yönetimine karşı olan ayaklanmanın lideri

EMILIO ESTEVEZ : English Turkish

n. Emilio Estevez, (1962 doğumlu) Amerika Birleşik Devletleri sinema oyuncusu ve yönetmeni (1985 yapımı "Kahvaltı Kulübü" filmi ile ünlü"), Martin Sheen'in oğlu

EMILY : English Turkish

n. Emily, kadın ismi

EMILY BRONTE : English Turkish

n. Emily Bronte, (
1848) "Uğultulu Tepeler"i yazan İngiliz yazar, Charlotte ve Anne'in kız kardeşi

EMILY DICKINSON : English Turkish

n. Emily Dickinson (
1886), "Ben hiç kimseyim! Sen kimsin?" yazarı, toplumdan izole yaşam tarzıyla ünlü Amerikalı şair

EMILY POSTNEWS : English Turkish

n. Emily Postnews, (İnternet) ilk olarak Brad Templeton tarafından yaratılan ve boş içerik lisansı yüzünden kaldırılan hayali karakterler

EMINEM : English Turkish

n. Eminem, (1972'de III. Marshall Bruce Mathers olarak doğan) beyaz Amerikalı rapçi ve hip hop müzisyeni ve şarkıcısı

EMINENCE : English Turkish

n. tepe, yüksek mevki, itibar

EMINENCE : English Turkish

n. yüksek mevki, yüksek makam; onur unvanı; üstünlük; mükemmeliyet; yükseklik; tepe; (Anatomi) vücut çıkıntısı, vücuttaki kabarıklık (özellikle de bir kemik üzerinde)

EMINENCY : English Turkish

n. tepe, yüksek mevki, itibar

EMINENCY : English Turkish

n. itibar, saygınlık, şöhret; itibarlı olma, saygın olma, şöhretli olma

EMINENT : English Turkish

adj. ünlü; yüksek rütbeli, yüce; seçkin

EMINENT DOMAIN : English Turkish

kamulaştırma yetkisi

EMINENT SCIENTIST : English Turkish

ünlü bilim insanı, itibarlı bilimci, saygın bilim insanı, şöhretli bilimci

EMINENTLY : English Turkish

adv. fazlasıyla, pek

EMIR : English Turkish

n. emir

EMIRATE : English Turkish

n. emirlik, emaret

EMISSARIES DEPARTMENT : English Turkish

temsilciler departmanı, Musevi dairesi temsilcileri bürosu

EMISSARY : English Turkish

n. temsilci; özel görevli, casus

EMISSION : English Turkish

n. yayınlama, yayma, emisyon; çıkarma

EMISSION INVENTORY : English Turkish

n. emisyon envanteri, atmosfere yayılmış çevre kirletici maddelerin miktarının kaydedilmesi ve analizi sistemi

EMISSIVE : English Turkish

adj. yayan, yayınlayan

EMISSIVITY : English Turkish

n. yayıcılık, salıcılık, yayılma yetisi (Fizik)

EMIT : English Turkish

v. çıkarmak, yaymak, yayınlamak; belirtmek, ifade etmek