English
EMOLLIENT : English Turkish
n. yumuşatıcı kremi, losyon (deri için); yumuşaklaştıran ve pürüzsüzleştiren şey
EMOLLIENT : English Turkish
adj. yumuşatıcı, yumuşatan (deriyi)
EMOLUMENT : English Turkish
n. ücret, maaş
EMORY : English Turkish
n. Emory, erkek ismi
EMOTE : English Turkish
v. duygusal davranmak, duygu ifade etmek, duygularını dramatize etmek (Argo)
EMOTER : English Turkish
n. duygusal davranan kimse, duygu ifade eden, duygularını dramatize eden kimse
EMOTICON : English Turkish
n. İfade, (İnternet) insan yüzü gibi duygu ve ifadeler gösteren yüz şeklinde ikon türü (gülen yüz gibi)
EMOTION : English Turkish
n. duygu, duygulanma, his, heyecan
EMOTIONAL : English Turkish
adj. duygulu, duyarlı, duygusal, hassas, hissi, heyecanlı, içli
EMOTIONAL DISORDER : English Turkish
duygusal bozukluk, anormal duygusal davranış, duygusal hastalık
EMOTIONAL DISTRESS : English Turkish
üzüntü, acı çekme, kötü duygusal durum, eziyet
EMOTIONAL FIRST AID : English Turkish
Duygusal İlkyardım, acil psikolojik tedavi ya da destek
EMOTIONAL HEDGE : English Turkish
duygusal çit, duygusal bariyer, duyguları içinde tutan akli bariyer, kendini başkalarının duygularından korumak için inşa edilen ruhsa bariyer
EMOTIONAL MATURITY : English Turkish
duygusal olgunluk, tam duygusal gelişmişlik, duygusal denge veya sağlıklılık hali
EMOTIONAL OUTBURST : English Turkish
duygusal patlama, duygusal fışkırma, duygusal kriz, sinir krizi
EMOTIONAL REACTION : English Turkish
duygusal tepki, duygusal reaksiyon, duygular (sinir histeri vs) tarafından etkilenen reaksiyon
EMOTIONAL RELEASE : English Turkish
duygusal gevşeme, duygusal boşalma, bastırılmış duyguların serbest bırakılması
EMOTIONAL SPEECH : English Turkish
duygusal konuşma, duygulara hitap eden konuşma, coşkulu konuşma
EMOTIONALISM : English Turkish
n. duygusalcılık, duygusallık, coşkunluk, duygularını aşırı dramatik bir şekilde gösterme eğilimi
EMOTIONALIST : English Turkish
n. heyecanlı kimse, heyecanlandırmaya çalışan kimse
EMOTIONALISTIC : English Turkish
adj. duygusal, coşkun, duygularını aşırı dramatik bir şekilde gösteren, fazla heyecana kapılan, heyecanlı
EMOTIONALITY : English Turkish
n. duygusallık, duyarlık, duyarlılık, hassaslık
EMOTIONALIZE : English Turkish
v. duygusallaştırmak
EMOTIONALLY : English Turkish
adv. heyecanlı bir şekilde, heyecanla; duygusal yönden
EMOTIONALLY CHARGED : English Turkish
duygu yüklü, güçlü duygularla dolu
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani