Multilingual Turkish Dictionary

English

English
FAMOUS WRITER : English Turkish

ünlü yazar, tanınmış yazar, ismi çoğu kimse tarafından bilinen yazar

FAMOUSLY : English Turkish

adv. pek iyi, mükemmel

FAMOUSNESS : English Turkish

n. adı çıkmış kimse, dile düşmüş kimse, ünlü olma durumu, tanınmış olma durumu

FAMULUS : English Turkish

n. bir alimin veya sihirbazın uşaği

FAN : English Turkish

n. yelpaze, vantilatör, körük, tahıl savurma makinesi, yaba, pervane (gemi), fan, hayran, taraftar, hasta

FAN : English Turkish

v. yelpazelenmek, havalandırmak, hava vermek, körüklemek, tahrik etmek, alevlendirmek, tahıl savurmak, yelpaze şeklinde açılmak, yayılmak, esmek

FAN BELT : English Turkish

vantilatör kayışını

FAN CLUB : English Turkish

fan klüp, hayran mektupları

FAN DANCE : English Turkish

yelpaze dansı, elde taşınan yelpaze kullanımını içeren dans

FAN FICTION : English Turkish

n. hayran kurgusu, fanfic, belirli bir sinema veya televizyon gösterisinden karakterler içeren ve hayranları tarafından yazılan kurgu

FAN HEATER : English Turkish

n. üflemeli ısıtıcı

FAN MAIL : English Turkish

n. hayran mektubu, ünlü insanlara hayranları tarafından gönderilen mektuplar; bir hayranı tarafından ünlü birine gönderilen ve övgü veya hayranlık ifadeleri içeren mektup

FAN OUT : English Turkish

yelpaze şeklinde açılmak, yayılmak, esmek

FAN TAIL : English Turkish

n. yelpaze kuyruklu güvercin

FAN THE FLAME : English Turkish

ateşi körüklemek, yangına körükle gitmek, kışkırtmak

FAN VAULTING : English Turkish

n. yelpaze şeklinde kemer

FANATIC : English Turkish

n. fanatik, fanatik kimse, tutucu kimse, sofu

FANATIC : English Turkish

adj. fanatik, aşırı düşkün, aşırı meraklı, hasta, tutucu, mutaassıp, sofu, bağnaz

FANATIC BELIEF : English Turkish

fanatik inanç, fanatik düşünce, aşırı ve ölçüsüz inanç, radikal düşünce, radikal fikir

FANATICAL : English Turkish

adj. fanatik, aşırı düşkün, aşırı meraklı, hasta, tutucu, mutaassıp, sofu, bağnaz

FANATICALLY : English Turkish

adv. fanatik bir şekilde, aşırı ve ölçüsüzce, radikal olarak, radikal şekilde, bağnaz bir şekilde; dindar bir bağnazlık içerisinde olacak şekilde, katı bir biçimde, tam anlamıyla,

FANATICISM : English Turkish

n. fanatizm, düşkünlük, bağnazlık, tutuculuk, yobazlık

FANATICIZE : English Turkish

v. fanatikleşmek; bir fanatik gibi hareket etmek (ayrıca fanaticise)

FANATICIZED : English Turkish

adj. fanatikleşmiş, aşırı giden, radikalleşmiş, radikal olan

FANCIABLE : English Turkish

adj. (Birleşik Krallık argosu) cinsel açıdan alımlı ve çekici olan