Multilingual Turkish Dictionary

English

English
FATTY TISSUE : English Turkish

n. yağlı doku

FATUITY : English Turkish

n. aptallık, akılsızlık, saçmalık, anlamsızlık

FATUOUS : English Turkish

adj. aptal, akılsız, saçma

FATUOUSLY : English Turkish

adv. aptalca, akılsızca, anlamsızca, saçma bir biçimde

FATUOUSNESS : English Turkish

n. akılsızlık

FATWA : English Turkish

n. fetva, İslam hukukunun buyurucu dini fermanı

FATWAH : English Turkish

n. fetva, bir İslam bilgini tarafından açıklanmış yasal görüş veya İslami hüküm

FAUBOURG : English Turkish

n. kenar mahalle, bir Fransız şehrinin merkezinin dışındaki bölge

FAUCAL : English Turkish

adj. boğaza ait

FAUCES : English Turkish

n. boğaz

FAUCET : English Turkish

n. musluk, fıçı musluğu, bidon musluğu

FAUGH : English Turkish

interj. tiksinme veya nefret ünlemi

FAULKNER : English Turkish

n. Faulkner, soyadı; William Faulkner (
1962), Amerikalı romancı, 1949 Nobel Edebiyat Ödülü sahibi

FAULT : English Turkish

n. hata, yanlış, kabahat, kusur, suç, arıza, günah, yanlışlık, fay, çatlak

FAULT : English Turkish

v. kusur bulmak, kınamak, ayıplamak, hatası olmak, suçu olmak, kusurlu olmak

FAULT TOLERANCE : English Turkish

hata toleransı, iç veya dış değişikliklere rağmen bir sistemin faaliyetine devam edecek şekilde tasarlanma yeteneği

FAULTFINDER : English Turkish

n. her şeye kusur bulan kimse, eleştirici

FAULTFINDING : English Turkish

n. kusur bulma, eleştirme

FAULTFINDING : English Turkish

adj. eleştirici, kusur bulucu

FAULTILY : English Turkish

adv. kusurlu bir şekilde, anormal, özürlü bir şekilde, eksik bir şekilde, hasarlı bir şekilde, hatalı bir şekilde

FAULTINESS : English Turkish

n. kusurlu olma, hatalı olma, bozukluk, kusurluluk

FAULTLESS : English Turkish

adj. kusursuz, mükemmel

FAULTLESSLY : English Turkish

adj. masumca, hatasız, kusursuz, kusursuzca

FAULTLESSNESS : English Turkish

n. kusursuzluk, mükemmellik

FAULTY : English Turkish

adj. kusurlu, hatalı, arızalı, bozuk