English
FAYETTEVILLE : English Turkish
n. Fayetteville, Arkansas'da bir şehir (ABD); ABD'de birkaç kasabanın ismi
FAZE : English Turkish
v. korkutmak, ödünü koparmak, dehşete düşürmek, rahatsız etmek (Argo)
FAZENDA : English Turkish
n. Brezilya veya Portekiz'de büyük çiftlik veya arazi; Brezilya veya Portekiz'de büyük hayvan üretme çiftliği veya ekili alan
FAÇADE : English Turkish
n. binanın ön cephesi, binanın önü, binanın caddeye bakan tarafı; dışardan/dış görünüş; ilüzyon, yanılsama, aldatıcı görünüş
FB : English Turkish
tam pansiyon (tp)
FBI : English Turkish
fbi
FBW : English Turkish
kontrollü uçuş, bilgisayar yardımı ile olan uçuş kontrolü (uçuş zamanıyla ilgili değişikliklere göre yükseklik ya da hız gibi uçuş bilgilerinin bilgisayar tarafından düzeltilmesi)
FC : English Turkish
ayak-mum, bir adım uzaklıktaki mumdan üretilen ışığa eşit olan aydınlatma birimi (Optik)
FC ZURICH : English Turkish
FC Zürih, Zürih profesyonel futbol takımı (İsviçre)
FCB : English Turkish
FC Basel, Basel şehrinin futbol takımı (kuzeybatı İsviçre'de bir şehir)
FCC : English Turkish
Federal Haberleşme Komisyonu, eyaletler arası tüm iletişim türleri için kurallar belirleyen bağımsız ABD devlet kurumu
FCC B : English Turkish
FCC B sınıfı, elektrikli aletlerden gelen elektrostatik müdahale seviyelerini düzenleyen ABD'de Federal Haberleşme Komisyonunun standardı
FCC CLASS B : English Turkish
FCC B sınıfı, elektrikli aletlerden gelen elektrostatik müdahale seviyelerini düzenleyen ABD'de Federal Haberleşme Komisyonunun standardı
FCCC : English Turkish
İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi, UNFCCC, küresel ısınma ile mücadeleyle ilgili sera gazının akışını azaltmak amacıyla 1992’de Rio de Janeiro’da düzenlenen Birleşmiş Milletler Çevre ve Gelişme Konferansı’ nda kabul edilen uluslararası çevre antlaşması
FCZ : English Turkish
FC Zürih, Zürih profesyonel futbol takımı (İsviçre)
FDA : English Turkish
Gıda ve İlaç Dairesi, tüketiciyi tehlikeli ürünlerden korumak için gıda, ilaç ve kozmetik üretimini düzenleyen ABD devlet kurumu
FDD : English Turkish
disket sürücüsü, taşınabilir flopi disketlerden okuyan disk sürücüsü (sabit disk değil)
FDIC : English Turkish
Federal Deposit Insurance Corporation, banka mevduatını zarara karşı koruyan ABD devlet kurumu
FDR : English Turkish
Franklin Delano Roosevelt, (
1945) , genel adıyla "Yeni Anlaşma" olarak bilinen Depresyon sonrası dönem sosyal ve ekonomik programları yerine getiren Amerika Birleşik Devletleri'nin 32'nci cumhurbaşkanı (
45)
FDX : English Turkish
FDX, Tennessee merkezli Amerikan şirketi, paket dağıtımı ve nakliye şirketleri sahibi ve işletmecisi ( FedEx, RPS, Viking Freight, FDX Logistics ve Roberts Express de dahil)
FE : English Turkish
n. Fe, demir (Kimya)
FEALTY : English Turkish
n. sadakat, bağlılık, doğruluk, dürüstlük
FEAR : English Turkish
n. korku, dehşet, endişe, kaygı, sıkıntı, dert, risk, çekinme, korkma
FEAR : English Turkish
v. korkmak, endişe etmek, kuşkulanmak, kuruntu etmek, çekinmek, allah'tan korkmak
FEAR DEATH : English Turkish
ölümden korkmak
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani